30 Eylül 2012 Pazar

Makarnadan korkmayın!

Sağlıklı beslenmeye dikkat ediyorsanız veya kilo vermeye çalışıyorsanız makarnadan korkmanıza gerek yok.
Makarna un ve sudan oluşmuyor. Protein içeriği yüksek olan durum buğdayından elde ediliyor ve kan şekerini hızlı yükseltmiyor, tok tutuyor. B vitamini için de iyi bir kaynak.Makarna da sağlıklıSağlıklı beslenmeye dikkat ediyorsanız veya kilo vermeye çalışıyorsanız makarnadan korkmanıza gerek yok. Makarna un ve sudan oluşmuyor, protein içeriği yüksek olan durum buğdayından elde ediliyor ve kan şekerini hızlı yükseltmiyor, tok tutuyor ve B vitamini için iyi bir kaynak. Türkiye Makarna Sanayiciler Derneği’nin (TMSD) yaptığı bir araştırmaya göre, toplumun yüzde 93,6’sı makarnanın sadece un ve sudan yapıldığına inanıyor. Oysa makarna 'durum buğdayı'ndan elde edilir. Durum buğdayının protein içeriği yüksektir. Çok az uygulanan işlemden sonra durum buğdayı irmiğe dönüşür ve makarna da elde edilen bu irmikten yapılır. Haşlama suyu dökmemeliMakarnanın haşlama suyu dökülmemeli. Makarnanın içerdiği vitaminler, "suda çözünebilen vitaminler" olduğu için haşlama suyunu dökmemelisiniz. Az suda suyunu çektirerek pişirmek, yapacağınız en doğru pişirme yöntemi olacaktır. Makarna haşlandıktan sonra suyunu döken kişilerin oranı ülkemiz için yaklaşık yüzde 73.8. Makarnanın haşlama suyunu dökmek yerine çorbalarınızda bu haşlama suyunu kullanmanız da hem besleyici, hem de lezzetli bir çorba içmenize yardımcı olacaktır.Makarna besin değeri yönünden önemlidir. Makarna tiamin, riboflavin, niasin, pridoksin, folik asit gibi vitaminlerle birlikte potasyum, magnezyum, çinko, bakır, selenyum gibi mineraller içerir.Makarnada kaloriyi sosu belirler500 gramlık bir paket makarna pişirildiğinde, süzüldükten sonra 1000 - 1250 gram ağırlığına ulaşır. Bu miktardaki makarna, 250 - 350 gram ağırlığında, dört porsiyon olarak servis edilebilir. Bir porsiyon makarna bir öğün için doyurucudur ve tok tutar. Kalorisi ise üzerine eklenen sostan etkilenir. Bir porsiyon sade makarna 450 kalori verir. Eğer sos ilave ederseniz kalori şöyle artar:• 200 gram light yoğurt ile 96 kalori eklerseniz 546 kalori.• 2 dilim az yağlı peynir ile 96 kalori eklerseniz 546 kalori.• Sebzeler ile 80 kalori eklerseniz 530 kalori Light ton balığı ile 120 kalori eklerseniz 570 kalori.• Napoliten sos ile 173 kalori eklerseniz 623 kalori.• Bolognez sos 223 kalori eklerseniz 673 kalori Kremalı mantar sos ile 273 kalori eklerseniz 723 kalori almış olursunuz.Düşük kalorili makarna tarifleriPeynirli makarna(5 Kişilik)Malzemeler:1 paket fiyonk makarna1 kutu light labne peynir2 çorba kaşığı sıvı yağ1 - 2 diş sarmısakKıyılmış maydanozKarabiber, az tuzYapılışı:Makarna, suyu dökülmeden haşlanır, kıyılmış sarımsak ve maydanoz yaÇ ile hafifçe çevrilir.Makarna ile sarımsaklı maydanozlu sos ve labne karıştırılır, üzerine karabiber serpilerek servis eldir.Kepekli makarna(5 Kişilik)Malzemeler:1 paket kepekli makarna1 avuç soya filizi1 kilo mantar3 domates150 gram tavukSoğan2 çorba kaşığı sıvı yağ, az tuzYapılışı:Makarna, suyu dökülmeden haşlanır. Yağda önce soğan, mantar, domates ve tavuk sote edilir. İndirmeye yakın soya filizi ilave edilip, makarna ile harmanlanır.Bodybank hesabınızı gözden geçirin.Gittiğiniz restoranda garsona soru sormaktan çekinmeyin. Beyaz ekmek yerine kepekli seçeneğini mutlaka sorun ve isteyin. Bilmediğiniz sosların içeriğini öğrenmeye çalışın. Umutsuzluğa kapılmayın!Kilo verme programlarında duraksama dönemi olması çok normaldir ve bu durum herkesin başına gelir. Böyle dönemlerde sakın umutsuzluğa kapılmayın. İlk haftalarda hızlı bir su kaybı olabilir. Sonrasında yağ yakacağınız için yavaş kilo vermek sizi korkutmasın, devam edin.Yemek öncesi servis edilen ekmek ve zeytinyağ sosları, yiyeceğiniz salatadan daha fazla kalori almanıza sebep olur. İştahınızı kontrol etmek için yavaş yemeye çalışın. Her lokmadan sonra çatal - bıçağı bırakın. Yemeğinizi seyredip, mutlu bir ifadeyle tekrar ikinci lokmayı alın. Yemekle savaşmak yerine, onu gerçekten bir kutlama haline getirin.Dilara Koçak / Hürriyet

Uzun yolculuklarda egzersizler

Uzun yolculuklarda kas tutulması gibi sorunlar yaşamamak için oturduğunuz yerden yapabileceğiniz egzersizler..
Yolculuğun her türlüsünde, kaslar ve eklem yerlerindeki hareketsizlik ve blokaj nedeniyle tüm vücutta tutulma ve ağrı ortaya çıkar. Size uzun otobüs, tren veya uçak yolculuklarında canlı kalabilmek, kas ve eklem yerlerindeki blokaj ve yorulmayı giderebilmek koltuktan kalkmadan yapabileceğiniz basit fitness egzersizleri öneriyoruz. Yolculukta rahatlatan egzersizlerParmak ucunda yükselme ve oturarak baldır hareketi Koltuğa tam yaslanarak sırtı gerdirme ve gevşetme hareketi Oturduğunuz yerde gövdeyi sağa ve sola döndürmek suretiyle bel hareketi Koltukta öne ve arkaya doğru eğilerek arka bel hareketiKarşı koltuğa ayak parmaklarnı dayayarak bacak kaslarını gerdirme hareketi Bacakları geriye doğru çekerek arka bacak kaslarını çalıştarma hareketi Mide kaslarını içeriye çekerek gevşetme ve gerdirme hareketi Parmakları birbirine kenetleyerek gerdirme hareketi Bütün bu hareketler kasların izometrik olarak kasılma esasına dayanıyor.. Eğer her hareketi yolculuk esnasında 1 veya 3 set arasında ve 15-20 tekrarlık bir uygulamayla yaparsanız, oturduğunuz yerde dahi kaslarınızda çok etkili bir gerilme ve çalışma hissederek zinde kalacaksınız. Araba kullananlar açısından da, her iki saate bir 5-10 dakika dinlenerek, bunun 2-3 dakikasınıda gerdirme ve gevşeme hareketleri yapmak da uzun ve sağlıklı bir kullanım için çok faydalıdır. Bu egzersizler uzun süreli bütün seyahatlerde uygulanabildiği gibi, tümüyle günlük yaşa içinde de eğer durağan bir çalışma ve iş temponuz varsa, tatbik edilerek gün boyu zinde kalınarak çok faydalar sağlanabilir. Stres ve gerilimi atmak için de ideal hareketlerdir.

Tatile zayıf gidip şişman dönmeyin

Eğer tatili kampa dönüştürmek isteyenlerden değilseniz; hem tatil yapıp hem de diyete gerek kalmadan kilonuzu koruyabilirsiniz.
Medical Park Bahçelievler Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Emel Unutmaz; tatilden evine elindeki valizlerin dışında eklenmiş kilolarla ve genişlemiş bir bedenle dönmek istemeyenler için basit ama etkili tüyolar verdi...Yaza girerken başlanan diyetlerde, en büyük tuzak gidilen tatil mekanlarındaki ‘her şey dâhil’ sofraları oluyor! Neredeyse kuş sütünün eksik olduğu böyle ortamlarda tatil yaparken diyeti devam ettirmek de hayli zor oluyor. Hele tatildeki tek hedefi dinlenmek ve rahatlamak olanlar için diyet yapmak bir zulme dönüşebiliyor! Diyetisyen Emel Unutmaz zulme uğramadan tuzaklardan korunma yollarını anlattı.MUTLAKA KAHVALTI YAPINHer zaman sağlıklı beslenme önerilerinin başında yer alan kahvaltı; açık büfe zamanında da vazgeçilmemesi gereken öğün. ‘Sabah iştahsız oluyorum’ diyorsanız; 1 bardak sütle birlikte meyve veya çeşitli gevreklerle de kahvaltı yapabilirsiniz. Kahvaltıda; 1 bardak süt, 6 - 8 kaşık yulaf gevreği, 1 çay kaşığı tarçın ve 10 - 12 fındık karıştırarak hem dengeli, hem doyurucu bir menü oluşturabilirsiniz.Veya 1 kepekli tost ile birlikte şekersiz dal tarçın konmuş bir yeşil çay da olabilir. Tabii en güzeli yavaş yavaş iyi çiğneyerek yapılacak, bol çiğ sebze (domates, salatalık, maydanoz ve çeşitli yeşillikler) ile birlikte peynir, yumurta (sıklığı kişiye göre değişmek kaydı ile ), esmer ekmek, zeytin ile yapılan geleneksel kahvaltı olacaktır.ARA ÖĞÜNLERİ ATLAMAYIN‘Her şey dahil’ sistemlerin güzel taraflarından biri de ara öğün imkanı sunuyor olması. Sabah ila öğlen arası 3 - 4 saati geçmiyorsa yapılmayabilir; ancak öğlen ila akşam arasında yani ikindi dediğimiz öğünde mutlaka küçük de olsa bir ara öğün yapılması faydalı olacaktır. Diğer öğünlerle kombine bir şekilde, sabah yapılmadıysa yine gevrek ve süt, yoğurt veya meyve ile süt, yoğurt iyi tercihlerdir. Veya bulunabiliyor ise kepekli bir tost ile ayran veya kalorisiz bir içecek olabilir. Kişinin canı gözleme istiyorsa akşam yemeğindeki karbonhidrat (çorba, makarna, pilav, patates vb.) tercihini azaltarak yağsız bir gözleme de tüketebilir. Tabi her gün olmamasında fayda var. Yine dondurma da süt + meyve haklarından düşerek tüketilebilecek bir besin. (sıklığa dikkat!!!)SUSUZ KALMAYINYaz aylarında en çok ihtiyaç duyulan şey sıvı... Su içmeyi sevemeyenler için bu ihtiyacı karşılamak asitli ve kalorili sıvılara kalıyor. Bu noktada kişinin en güzel yapacağı şey kendine hedef koymaktır. Günlük 2 litre su içmek kaydıyla istediğinde maden suyu (kalp, tansiyon, böbrek hastalıkları gibi sodyum kısıtlaması gerektiren bir rahatsızlık yok ise) ayran, kalorisiz içecekler (diyet içecekleri günde 1 kutu geçmemekte fayda var) içilebilir. Yazın terle birlikte kaybedilen mineraller, vücutta halsizlik bitkinlik yaratabilir; bunun engellenmesi için gerekli olan mineral takviyesini de kişi maden suyu ile karşılayabilir.PORSİYONLARA DİKKATDiyetlerde sınırsız yenileceği yanılgısına düşülen meyve porsiyonları; en masum görünüşlü karbonhidrat kaynaklarıdır! “Ama o meyve çok yesem ne olur ki?” demeyin. Meyveler de nihayetinde karbonhidrat dolayısı ile kalori içeren besinlerdendir. Günlük tüketimi kişiye bağlı olarak değişmekle birlikte, sağlıklı bireylerde ortalama 3 - 5 porsiyon tüketimi gereklidir. Ancak porsiyon ölçüsüne dikkat etmek şartıyla! Ayrıca yemeklerle birlikte tüketmektense ara öğün olarak tüketmek daha faydalı olacaktır.

Gözaltı torbalarından kurtulun!

Sıkı ve formda bir vücut hayal edenlerin tercihi olan lipoliz, sağlıklı zayıflamanın etkili yollarından biri. Ancak lipoliz sadece vücuttaki yağlardan değil, çene altı ve gözaltı ağ torbalarından da kurtarıyor!
Yağları nasıl eritiyor? Fosfatidil kolin; yaklaşık 10 yıldır kolesterol düşürücü, tansiyonu kontrol etmeye yardımcı olarak ve felçli hastalarda yine benzer amaçlarla damardan uygulamalarla oldukça yüksek dozlarda kullanılıyordu. Bu nedenle etkinliği ve güvenilirliği kanıtlanmış ve FDA tarafından onaylanmış bir etken maddedir. Gelişmiş organizmaların hücre zarlarının çoğunda bulunur. Etkisini, yağ hücresinin zarının akışkanlığını ve geçirgenliğini artırarak gösterir. Sonuçta yağ hücresini normal boyutlara getirerek hatta yağ hücresini yok ederek etkili sonuç alınmasını sağlar. Lipoliz hangi amaçlarla kullanılır? Lipoterapi; yağlanmaya bağlı şekil bozuklukları, selülit tedavisi, jinekomasti, lipom ve göz etrafındaki yağların giderilmesinde, gözaltı torbalanmalarında kullanılmaktadır. Yaklaşık beş yıldır kolesterol birikintisi olarak adlandırılan gözaltındaki yağların yok edilmesinde etkili olmuştur. Ayrıca cerrahi yolla yağların çekilmesinden sonra ortaya çıkabilen şekil bozukluklarının tedavisinde de uygulanabilir. Özellikle sellülitin meydana getirdiği portakal kabuğu görünümünün yok edilmesinde çok etkilidir. Erkeklerin sırt yağ birikintilerinin tedavisinde alternatifsizdir. Lipoliz nedir? Lipoliz; etkili bir lokal zayıflama, bölgesel yağ eritme yöntemidir. Uygulamada soyadan elde edilen fosfatidil kolin kullanılır. Önceleri değişik bileşikler şeklinde (lineloik ve oleik asitle hazırlanmış bileşikler), mezoterapi kokteyllerinde çok az miktarlarda kullanmakta iken, lipoterapide ise saf ve çok miktarda uygulanmasından söz ediyoruz. Tabiî ki yanına bazı doku canlandırıcı ve kan akışını artırıcı ajanların yanı sıra dokunun sert veya yumuşak, sarkık veya fit olmasına göre de eklenen yardımcı ajanlar değişmektedir. Uygun hasta seçildiğinde liposuctiona yakın sonuçlar aldığından oldukça etkili bir tedavi yöntemidir. Bölgesel Kilolardan Kurtulma Yolları (5) Dr. Sibel Ünlüiskit Medical Park Bursa Hastanesi (0224) 444 44 84 info@medicalpark.com.tr

Ev dekorasyonunun püf noktaları

Salonunuzu yeni baştan dekore etmek istiyorsunuz, peki nelere dikkat etneniz gerektiğini biliyor musunuz?
Salonunuzu ferah ve geniş döşemek aslında düşündüşünüz kadar zor değil. Doğru aksesuarı ve ışıklandırmayı kullanarak, küçük salonunuzu bile ferah gösterebilirsiniz. Dekorasyonda metrekarenin önemi çok da fazla değildir; asıl önemli olan doğru eşyayı doğru yere koyabilmek. Dekorasyon planı yaparkenFerah ve kullanışlı bir salon yaratmak için metrekare çok da önemli değildir. Doğru aksesuar ve renk seçimi ile mekan ne kadar küçük olursa olsun daha aydınlık ve daha büyük gösterilebilir. Küçük mekanlarda mutlaka açık renk duvar boyası kullanılmalıdır diye bir zorunluluk da yok. Eşyaların ve aksesuarların rengi, duvar ne kadar koyu olursa olsun, o mekandaki aydınlığı ve ferahlığı sağlayacaktır. Ayrıca, renkli ve açık renk aksesuarlarla koyu duvarlar bütünleyici bir uyum sergileyecektir. Çok geniş olmayan mobilyaları tercih ederseniz, salonunuzda kullanıma daha büyük yer ayırabilirsiniz.Ayna kullanınDar alanları geniş hale getirmenin en basit ve en etkili yolu aynalarla yapılan düzenlemelerdir. Duvara asılacak objeler, yaratacağı kalabalık nedeniyle mekanı olduğundan da küçük gösterebilir. Oysa duvarda kullanılacak büyük bir ayna, mekanın derinliğini iki katına çıkaracaktır. Ayrıca, yaratacağı ışık yansımalarıyla da aydınlık ve ışıltılı bir ambiyans elde edilmesini mümkün kılacaktır. Sehpalara dikkat edinSehpa, oturma odalarının olmazsa olmazlarındandır. Fakat yanlış tercihler, ufak alanları daha da dar hale getirebiliyor. Bu nedenle küçük mekanlarda açık renk ve tek parça sehpa kullanmak daha doğrudur. Çok parçalı ve renkli sehpalar her ne kadar görsel anlamda cezbedici dursalar da, küçük metrekarede başarılı sonuçlar vermeyebilir. Çok renkle mekanı bölmek yerine, tek ve açık renkle ferahlığı elde etmek akılcı bir seçim olur. Aydınlatma çok önemliKüçük alanları büyütmek söz konusu ise aydınlatmaya çok iş düşüyor. Tavandan aydınlatma sevmeyenlerin sıkça rağbet ettikleri yerden aydınlatmalar, oldukça şık olmakla birlikte, ışığını yeterince yayamadıkları için mekanı daha karanlık yapabilir. Bu da o mekandaki ferahlığı bir anda alıp götürür. Bu tür aydınlatmalar tavan aydınlatmaları ile kullanıldığı takdirde, oldukça ferah olur.

Mükemmel vücut takıntısının vardığı nokta

Çağımızı saran zayıf ve kusursuz görünme takıntısı, yeme bozukluğu hastalıkları olan anoreksiya nevroza ve bulimianın artmasına neden oluyor.
Türkiye’nin önde gelen işkadınlarından Leyla Akçağlılar’ın hayatını kaybetmesiyle gündeme gelen anoreksiya nevroza’nın, ciddi bir tuzak olduğunu belirten Psikolog Şebnem Turhan, “Zayıflara ilişkin toplumun değer yargıları, medyanın da zayıflığa özendirmesi, arkadaş etkileri, ailenin çocuğu diyete teşvik etmesi ya da tam tersine sürekli yemek yemesi için baskı kurması gibi birçok etken özellikle genç kızların anoreksik olmasına zemin hazırlıyor” dedi. Turhan, topluma, aileye ve medyaya önemli görevler düştüğünü dile getirdi. Şebnem Turhan; genç kızları tehdit eden yeme bozukluğu anoreksiya nevroza hastalığı hakkında bilgiler verdi. Hepimizin dış görünüşümüzle ilgilendiğimiz ve fazlasıyla dikkat ettiğimiz bir dönemimiz olmuştur. Özellikle buluğ ve ergenlik dönemlerimizde hepimiz için nasıl göründüğümüz önemlidir ve bu duruma diğer dönemlerden daha fazla odaklanmak normaldir de… Dış görünüşümüze dikkat etmek, ideal kiloda olmak ve bakımlı olmak; bizi hem sağlıklı kılması açısından, hem de ruhsal açıdan iyi hissettiren durumlardır. Ancak her davranışta olduğu gibi, dış görünüşümüzle ilgilenmeye olması gerekenden daha fazla odaklandığımızda (daha zayıf olmak, hep zayıf kalmak, yemek yememe, daha kaslı olmak için ağır egzersizler yapmak…) bu durum bir takıntı; sonrasında da ruhsal bir hastalık olarak karşımıza çıkabilir. İşte söz konusu bu ruhsal hastalıklardan biri de ‘anoreksiya nevroza’ (AN) hastalığıdır. AN; buluğ ve ergenlik döneminde, yani 12-18 yaşları arasında başlayan ve genellikle genç kızlarda gözlenen ‘şişmanlama korkusu’ olarak tanımlanır. Rastlanma sıklığı net bir şekilde bilinmiyor; ancak eskiye oranla sanıldığının aksine çok nadir görülen bir hastalık olmadığı kesin! Anoreksiya takıntısının ortaya çıkmasında; biyolojik, psikolojik ve sosyal etkenlerin birlikte rol oynadığı sanılıyor. İLK CİNSEL TECRÜBE NEDEN OLABİLİR Biyolojik olarak; kalıtım, endokrinolojik sistemdeki değişiklikler; psikolojik olarak bazı gelişimsel özellikleri kabullenmekten kaçınma, yetiştiriliş tutumları, zayıflara ilişkin toplumun değer yargıları (medyanın da büyük etkisiyle toplumda idealize edilmiş vücut ölçülerine ulaşma isteği), arkadaş etkileri (belirli beden tiplerine ilişkin arkadaşlar arasındaki tutumlar), kişinin bedeninden hoşnut olmamasına karşı bir tepki, mükemmeliyetçi kişilik yapısına sahip olma, önemli ailevi sorunlar ve kişide bazı psikiyatrik bozuklukların bulunması vb.’nin anoreksiya nevrozaya zemin hazırladığı söylenebilir. Anoreksiya nevroza’nın oluş nedenleri çok net olarak bilinmemesine karşın, hastalığı ortaya çıkaran bazı ortak olayların olduğu gözlenebilir. Yakın, eş, arkadaş ayrılmaları, ilk cinsel tecrübe, cinsel ilişkiye zorlanma ve zorlu geçen ergenlik dönemi; hastalığın önde gelen ortaya çıkarıcı nedenleri olarak sayılabilir. AİLELER DE ZEMİN HAZIRLAYABİLİYOR Anoreksiyanın devamını sağlayan ailevi tepkileri de unutmamak gerekir. Çünkü bazı durumlarda ailelerin de, diyet ürünler alarak, çocuklarının zayıflama tutkularını onayladıkları ve destek oldukları gözlenir. Bazı aileler ise farklı bir tutum takınarak; çocuklarının yeterli beslenmemeleri karşısında kendilerini suçlu hisseder ve çocuklarıyla olumlu şekilde ilişki kurmak yerine, yeme bozukluğunu sürdürücü bir tavır içine girerler. ASLINDA HEP YEMEK HAYAL EDERLER! Anoreksiya nevroza hastalarının genel özellikleriyle ilgili olarak şunlar söylenebilir: Her şeyden önce hasta, şişmanlama korkusuyla yemek yemeyi reddeder. Bu tavrını değişik şekillerde sergileyebilir; örneğin yemiş gibi yapar ama hiç yemez, bazen lokmaları ağzında tutar, bazen de uzun süreyi alan yemek yeme davranışı geliştirebilirler… İştahları azalmış gibi ya da yokmuş gibi görünmesine karşın, hastayı yemekten asıl alıkoyan bunlar değil kilo alma korkusudur. Hastalar, yemeyi sanılandan daha fazla düşünür ve düşlerler (hatta haberlerde gördüğümüz iş kadını gibi yemekle ilgili bir iş yaptığı gözlenir). Bazı grup hastalar ise gerçekten iştahsızdırlar ve yemek istekleri yoktur. Ancak temeldeki endişe ‘kilo alma’ endişesidir. HEM ÇOK ZAYIF HEM DE 3 AYDIR REGL OLMUYORSA DOKTORA GİDİNHer hastalıkta olduğu gibi anoreksiya nevrozada da erken teşhis ve tedavi önemlidir. Bu durumun geçici bir takıntı mı yoksa uzman yardımı almayı gerektiren bir durum mu olduğu nasıl anlaşılır? Anoreksiya nevrozada kişi, olması gereken kilonun yüzde 15 daha zayıfsa, Olması gereken kilonun altında olmasına karşın, hala kilo alıp şişmanlamaktan aşırı şekilde korkuyorsa, Dışarıdan bakıldığında bir deri bir kemik olarak tanımlanmasına karşın; hala kalçalarının geniş olduğunu, çok yağlandığını, belinde bir kalınlaşma olduğunu söylüyorsa, En az 3 aydır menstürasyon (adet kanaması) olmuyorsa, Aşırı hareketlilik halindeyse, Zaman zaman bilinçsizce aşırı yemek yeme dönemleri varsa, Yemek sonrası kendiliğinden ya da parmağıyla yediklerini çıkarıyorsa, Sürekli olarak bağırsak boşaltıcı ve idrar söktürücü gibi ürünler kullanıyorsa; mutlaka durumun değerlendirilmesi için bir uzmana başvurulması gerekir. YAKINLARINA BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR ÇÜNKÜ ONLAR HASTALIĞI KABUL ETMEZLERAnoreksiya nevroza hastalarının tedaviyi almadaki en büyük sorunları; içinde bulundukları durumun bir hastalık olduğunu kabul etmemeleridir. Söz konusu durum onlar için bir sıkıntı değildir. Bu nedenle tedavi almak için bir yakınlarının yardımına ihtiyaçları vardır. Hastalığın tek bir nedene dayanmaması; biopsikososyal bir hastalık olarak değerlendirilmesine ve bir ekip olarak multidisipliner bir şekilde primer tıbbi hekim, psikoterapist, psikiyatrist ve beslenme uzmanı tarafından tedavinin planlanmasını gerekli kılar. Yakınlar da unutmamalıdır ki; söz konusu tedavi bir iki yılı bulabilen ve zaman zaman aksaklıların olabileceği zorlayıcı bir süreçtir. Ortalama olarak beş yılı kapsayan arşiv kayıtlarına göre; araştırmalar, uygun şekilde tedavi edilen AN hastalarının yüzde 40’ının tam iyileştiğini, yüzde 25’nin ise orta düzeyde iyileşme gösterdiğini ortaya koymuştur. Bu rakamlar da söz konusu hastalığın ciddiyetini vurguluyor.NTVMSNBC

Kendinizi seksi hissedin!

Odadan çıkarken size bakıldığını hissedip, döner ve odadaki erkeklerin sizi seyretmesini engeller misiniz?
Seksi bir kadına hiç yakışmayan bu hareketleri tedavi etme zamanı geldi? Bu yazıyı okuduktan sonra özgüven eksikliğinden eser kalmayacağını ve seksapelinizin patlamaya hazır bir bombaya dönüşeceğini söylesek inanır mısınız? Hayır diyorsanız, siz yazımızdan yüzde yüz yararlanacak kişisiniz demektir! Kendinizi olumsuz eleştirmeyi bırakın!Göbeğim var, popom büyük, burnum çirkin gibi çeşitli olumsuz düşünceler beynimizi kemirir durur. Şu an itibari ile bu cümleleri kullanmayı kendinize yasaklayın.Bir çok kadın bunu yapar, kendi hakkındaki önyargılarını baz alarak, kendisi hakkında olumsuz cümleler kurar. Özellikle vücudunuzla ilgili özgüvene kavuşmak istiyorsanız, bu cümleleri kurmayı bırakın. Aşağıdaki kuralları benimseyin ve uygulayın!• Vücudunuzla ilgili espri yapmak için bile dalga geçmeyin.• Aklınıza kendinizle ilgili olumsuz değerlendirmeler gelince, kendiniz için avukatlık yapın.• Vücudunuz hakkında emin olmadığınız fikirlerle karşılaşırsanız, doğru söylediğine inandığınız kişilere başvurun.• Kendiniz hakkında olumsuz düşüncelere kapıldığınızda, güzel fotoğraflarınıza bakın. Size bakmasından zevk alın!Erkekler sizi seyrettiğinde rahatsız mı olursunuz, yoksa bundan zevk mi alırsınız? Evin içinde temizlik yaparken bile sevgiliniz tarafından seyredilmek size mutluluk vermeli. Asla aklınıza acaba nasıl görünüyorum sorusunu getirmeyin.Şunu daima hatırlayın: Erkekler sizin belli bir yerinize bakmaz ki o yerin kusurunu bulsunlar, onlar toptan değerlendirme yapar ve ayrıca beğenmedikleri şeye asla bakmazlar. Yani sizi seyrediyorlarsa, beğendikleri içindir. Bu önerileri de dikkate alın!• Banyoda geçirdiğiniz zamanı uzatın. Çıplak görüntünüze ne kadar alışırsanız, başkası tarafından seyredilince o kadar rahat edersiniz.• Kendinize yeni bir yürüyüş yaratın. Yürürken kendinize güvendiğinizi belli etmelisiniz.• Kendinizi kötü hissettiren bir toplulukla olduğunuzda kenara çekilip sıkılmak yerine, ortamdaki erkeklerle flört edin. Kendinizi kimseyle kıyaslamayın!Genetik yapınıza kızıp, neden top modeller gibi bir fiziğe sahip olmadığınıza hayıflanmak boşu boşuna zaman kaybı. Bu davranış size hiçbir şey getirmeyeceği gibi, kendinizi kötü hissetmenize yol açar.Başka kadınlara bakıp onların neden sizden daha güzel olduklarını düşünmek gereksiz. Kimse dört dörtlük değildir. Sorsanız o kadınların da kendileriyle ilgili beğenmedikleri tarafları vardır.Siz siz olun, zaaflarınızdan çok güçlü yanlarınızı düşünün. Bu önerileri dikkate alın!• Seksi taraflarınıza yoğunlaşın. Çünkü erkeklerin çoğu top model görünümünde bir sevgili aramazlar.• Kendinizi olduğunuz gibi kabul etmek zorundasınız, başka alternatifiniz yok. Başka kadınların güzel yanlarını düşünmeye başladığınızda, kendinizinkileri de aklınıza getirin.• Başkalarına kendinize gösterdiğinizden daha fazla tolerans göstermeyin. Negatif tepki aramayın!Sistem şu şekilde işliyor; bu ayakkabılar ayaklarımı kocaman gösteriyor değil mi? Ya da Beyaz pantolonlar popomu kocaman gösterir gibi cümleler insanlardan illaki negatif görüş istiyormuşsunuz gibi bir izlenim uyandırır.Belki alçakgönüllü görünmek istiyorsunuz ama bunlar aslında özgüven eksikliğini gösterir. Bu önerileri de dikkate alın!• Bu tür cümleler söyleyip insanlardan ah ne alakası var şeklinde tepkiler bekliyorsanız, yanlış yapıyorsunuz.• İltifatları kabul etmeye çalışın. Fazla alçakgönüllü olmayın.• Asla rahatsız olmayın, ya da rahatsız olduğunuzu belli etmeyin.• Vücut dilinizle özgüven gösterirseniz, insanlar size daha farklı yaklaşacaklardır.• Bir Pazar gününü kendinize ayırın ve hangi kıyafetlerin size yakıştığını tespit edin.• Seksi iç çamaşırları kullanın.Mahmure

Tatilinizi regl sancılarının gölgesinde geçirmeyin!

Regl ve tatil dönemleri çakışan kadınlar büyük sıkıntı yaşıyor. Uzmanlar alışkanlık haline getirilmediği sürece, geciktirici ilaç kullanılabileceğini söylüyor...
Tatilde regl olmak yani adet görmek bir kadının başına gelebilecek en kötü şeylerden biridir. Peki tatil için regl tarihi ertelenmeli mi yoksa regl tarihine göre mi tatil programı yapılmalı? Bu soruyu uzmanlara sorduk. Op. Dr. Seval Taşdemir, erteleme yapması şart olanlar için en sağlıklı yöntemin doğum kontrol hapı kullanımı olduğunu söyledi. Prof. Dr. Fatih Durmuşoğlu ise; reglin çok önemli bir konu olmadığını ve adet döneminden tamamen vazgeçilebileceğini dile getirdi. Sabah

Her lokmanız sağlıklı olsun!

Yanlış beslenme veya ayaküstü atıştırmalar sebebiyle her geçen gün sağlığınızın biraz daha bozulduğunu mu düşünüyorsunuz? İşte tam size göre bir sağlıklı beslenme kalvuzu…
Doymamış yağ (tere yağ, kuyruk yağı) oranı yüksek besinleri daha az tüketin. Yeterli miktarda doymuş yağ (ay çiçek, mısırözü, soya, fındık, zeytinyağı) almaya dikkat edin. Yarım yağlı süt, yağsız yoğurt tüketin. Yağlı kırmızı et yerine yağsız et, kuru baklagiller (nohut, mercimek, fasulye gibi) balık ve tavuk tercih edin. Süt ve süt ürünleri de (yoğurt, peynir vb.) tüketilmeli fakat bunlarında az yağlı olmalarına dikkat edilmeli. Yemeklerinizi haşlama, fırında pişirme veya ızgarada pişirme yöntemleriyle pişirirseniz yemeğe eklenecek yağıda azaltmış olursunuz.Aşırı şekerli gıdalardan kaçınmalı ve hatta çay, kahve gibi içecekler şekersiz içilmeli veya şeker miktarı azaltılmalıdır. Gıdalardan aldığımız günlük tuz miktarı 6 gr.ı (bir tatlı kaşığı) geçmemelidir. Bu miktara yemeklerden, ekmekten, içeceklerden aldığımız tuz miktarı dahildir. Tuz tüketimi ile yüksek tansiyon arasında ilişki bulunmaktadır. Yüksek tansiyonu olanlar doktorlarının tavsiyesine göre ya hiç tuz kullanmamalı ya da miktarını azaltmalıdır.Güne kahvaltınızı yaparak başlayın. Gece boyu gıda alımı olmadığından beyninizin sabah kalkınca enerjiye ihtiyacı vardır. Daha sonra gıda alımınızı kahvaltıdan başlayarak gün içine yaymanız daha etkin kalori yakmanıza neden olur. Öğünlerinizi önceden belirleyiniz. Mümkünse yediklerinizi 3 ana öğün, 3ara öğüne bölün az ve sık beslenin.Bol su için, yiyecekleri iyice çiğneyin. Her yemek yediğinizde midenin 1/3’ünü boş bırakın. Tam olarak dolu mide sağlığımızın zaman içinde bozulmasına, erken yaşlanmaya neden olur. Midenizi katı gıdalarla doldurmayın.

29 Eylül 2012 Cumartesi

Cinsellik dersleri ilk kural

İşte cinsel bilgeliğinizin ömür boyu sürmesi için atılması gereken adımlar...
İlişki danışmanı Maurice Taylor, erkeklerin seksi öğrenmeleri için zamana ihtiyaçları olduğunu belirtiyor. "Aslında arabalar, müzik veya futbolla ilgilenmek için harcadıkları zamanı kadınları anlamak için kullansalar çok kısa bir sürede kendilerine hayat boyu yetecek kadar bilgiye sahip olurlar" diyor Taylor. Seks terapistlerine ve erkeklere arzuları harekete geçiren ipuçlarını sorduk ve bunları sizin için derledik.Baştan ayağa kadar her yer erojendir!Bazı erkeklerin kadın vücudunda seksi olan bölgelere (örneğin bacakların arka kısmı) ilgi göstermemesinin gayet basit bir sebebi vardır: Düşünmemiş olmaları. 29 yaşındaki Selim, "Kız arkadaşım masöz ve bana tüm vücudunun ilgiye ihtiyacı olduğunu söyledi. Aynı şekilde ben de bundan hoşlanıyorum. Sadece bunu hiç fark etmemiştim" diyor. Sensual Massage For Couples (Çiftler için Şehvet Uyandıran Masaj) isimli kitabın yazarı Gordon Inkelcs aynı fikirde. "Bir kadının teni bir erkeğinkinden daha duyarlıdır. Ancak hem kadın hem de erkek tüm vücutlarında şehveti hissedebilir" diyor.Ona öğretinSevişirken erkek arkadaşınızın elini tutarak normalde hiç dokunmadığı bir bölgenizin üzerine koyun.Öpüşmek başlı başına bir olaydır!Lisedeyken yaşadığınız o uzun öpüşme seanslarını hatırlıyor musunuz? Oysa erkekler öpüşmenin ne kadar keyifli bir şey olduğunu unutmuşa benziyor. 30 yaşındaki Vedat, "Kızların bana öğrettikleri her şey bir şekilde aklımda kaldı. Ancak kız arkadaşımla yakınlığımızı korumak için restoranlarda, kulüplerde veya sokakta sürekli öpüşüyoruz" diyor. Yazar ve terapist Ariana Gee, öpüşmenin seksten daha önemli olduğunu belirtiyor. Yatak odası dışında öpüşmek karşınızdaki insana onu sevdiğinizi ve onu mutlu etmek istediğinizi gösteriyor. Ona öğretinErkek arkadaşınıza altı farklı lezzette dudak parlatıcısı aldığınızı ve her görüşmede sizi öperek hangi parlatıcıyı sürdüğünüzü tahmin etmesini isteyin.Sessizlik de inlemeyle aynı anlama gelebilir!Porno yıldızları yüzünden erkekler sizden sürekli bir İnleme bekliyorlar. 29 yaşındaki Tolga, kız arkadaşının sessizliğinin, zevk almamasından kaynaklandığını düşünüyormuş. Fakat sonunda onun ağır ve ritmik nefes alıp verişini fark ettiğinde aslında doğru şeyler yaptığını anlayabilmiş. Çoğu kadın hissettikleri şeyin keyfine varabilmek için sesini kullanır. İlişki uzmanı Melinda Gallagher, "Erkekler vücudunuzun olumlu tepkilerine bayılırlar. Kalçalarınızı oynatarak veya onun üstüne çıkarak ona ne kadar zevk aldığınızı gösterebilirsiniz" diyor.Ona öğretinBacaklarınızı ona dolayın ve sırtınızı yay gibi gerin: Hareketler kelimelerden daha etkili olabilir.Farklı ruh halleri farklı hareketleri doğurur!Kadınlar bazen mum ışığı ve romantizm, bazen de erkeklerin daha sert ve haşin davranmalarını isterler. 27 yaşındaki Kemal, "Kadınların bunu ters anlayacaklarını düşündüğüm için yatakta sert olmaktan çok çekinirdim. Fakat bir kız arkadaşım benim üzerime çıktı ve kalçalarımı sıkarak hayatımın en güzel yolculuğu için hazır olmamı söyledi" diye anlatıyor, ilişki terapisti Sabine Young, herkesin yatakta çeşitlilikten hoşlandığını belirtiyor. Erkek arkadaşınıza bu gece onunla normalden daha yoğun bir şey yaşamak istediğinizi söyleyin.Ona öğretinSevgilinize akşam size nasıl davranmasını istediğinize dair bir elektronik posta yollayın.Ev işi kadınları havaya sokarAslında ev işini sevgiliniz yapıyorsa bu gerçeklen çok çekici olabilir. 29 yaşındaki Halit, "Çiçek almak işe yarar ama önemli olan onun hayatında olup biten şeylere ilgi göstermek, örneğin kuru temizlemeciden kıyafetlerini almanız onun dizlerini titretebilir" diyor. Taylor, bir kadının değer verildiğini hissettiğinde yelkenleri suya indirebileceğini söylüyor. Ayrıca bu durum, yardım ettiği için erkeğe de bir gurur hissi verir.Ona öğretinOndan sizin için bir iyilik yapmasını isteyin. Yapınca da onu yatak odasına götürüp ne kadar minnettar olduğunuzu gösterin.

Kadın kopyacı, erkek rekabetçi

Kadınların etrafına gülümseyen ve popüler olan erkekleri daha çekici bulduğunu biliyor muydunuz?
Sonuçları İngiltere Kraliyet Cemiyeti Tebliğleri’nde dün yayımlanan araştırma, İskoçya’daki Aberdeen Üniversitesi’nde görevli bir grup psikolog tarafından gerçekleştirildi. Benedict Jones’in başkanlığındaki bilim adamlarının yaptığı araştırmaya yaş ortalaması 24 olan 28 kadın katıldı.Kadınlara yüz ifadesi tarafsız olan 8 erkeğin cepheden çekilmiş fotoğrafları çifter çifter gösterildi. Kadınların her bir çift fotoğrafa bakarak içlerinden hangisini daha çekici bulduklarını söylemeleri ve erkeklere 1’den 8’e kadar puan vermeleri istendi.Hangisi daha çekiciDeneyin ikinci aşamasında, aynı erkeklerin bu sefer yanlarında gülümseyen veya tarafsız ifadeli kadınlarla beraber çekilmiş fotoğrafları kadınlara gösterildi. Kadınlar, hangi erkeğin daha cazip olduğunu tekrar değerlendirdi. Kadınların çoğu, yanında tarafsız yüz ifadeli kadın bulunan erkeklerin daha az çekici olduğunu belirtirken, gülümseyen kadınlarla beraber poz veren erkekleri ise daha çekici bulduklarını söyledi.Erkelerin tercihleriSöz konusu fotoğraflar, aynı sırayla erkeklere gösterildi. Erkeklerin gülümseyen kadınlarla beraber fotoğrafı çekilen hemcinslerini "itici" bulduğu ortaya çıktı. Araştırmacılara göre, diğer kadınlar tarafından arzulanan erkek, kadın tarafından daha çekici bulunuyor, ancak erkekler onu "rakip" olarak görülüyor.Evrimsel psikoloji uzmanları, "kopyacılık refleksi"nin, dişiyi eş bulmak için fazla enerji ve zaman harcamak külfetinden kurtardığını söylüyor.

Kadınlar nasıl anlaşılır

Kadınları anlamakta zorlanıyor musunuz? Bu konuda işe yarayacak ipuçları burda!
Eğer kadınları bir türlü anlayamamaktan yakınıyorsanız, söylediklerinin alt metinlerindeki kodları çözememişsiniz demektir. Aşağıdaki yazıya bir göz atarak, en azından birkaç konuda şifreleri kırabilirsiniz! Sinirli değilim!Söylediği: "Sinirli değilim."Demek istediği:"Sinirliyim."Eğer dudaklarını sıkarak "Sinirli değilim" diyorsa, sizin başınıza öreceği çorabı düşünüyordur. Sinirini geçirmek için, soru sormayı bırakıp bir an önce yüzünü güldürecek bir şeyler yapmanız gerekir. İşin zor yanı, kadınlar sinirlendikleri konuları asla unutmazlar. Bu yüzden sinirlerini yatıştırdıktan sonra konuyu sakince çözmeye çalışmanız yerinde olur. Seni kardeşim gibi görüyorum!Söylediği: "Seni kardeşim gibi görüyorum."Demek istediği: "Senden hoşlanmıyorum."Muhtemelen sizden hoşlanmıyor ya da hayatında başka biri var. "Bunu bana doğrudan söyleyebilirsin" ruh haline hiç kapılmayın, çünkü kadınlar bu tarz bir söylemin daha kırıcı olduğunu düşünürler. Böylesi durumlarda ona karşı bir adım daha atmamanız gerekir, yoksa kaçan kovalanır durumu yaşanacaktır!Arkadaşlarını seviyorum ama...Söylediği: "Arkadaşlarını seviyorum ama..."Demek istediği: "Arkadaşlarını sevmedim."Arkadaşlarınızın hareketlerinden hoşlanmıyor belli ki... Onlarla zaman geçirmenize karışmak istemiyor. Siz de bilinçli bir erkek olarak onu peşinizden her yere sürüklemeyin. Yanlış anlaşılmasın, "Gelir misin" diye sormayı da ihmal etmeyin.Benimle yeteri kadar ilgilenmiyorsun!Söylediği: "Benimle yeteri kadar ilgilenmiyorsun!"Demek istediği: "Benim ve ilişkimiz hakkındaki düşüncelerini merak ediyorum."Çok konuşmayan erkekler hakkında kadınların düşüncesi de sabittir. Bu yüzden farklı yollar deneyerek ağzınızdan laf almaya çalışırlar. Cımbızla da olsa! Bu cümle ile aklındaki soruyu yanıtlamanızı isterler, ama tabii ki böyle bir şey asla olmaz! Yapmanız gereken bu gizli soruya bir şekilde yanıt vermenizdir. Aksi halde aynı soruyu farklı şekillerde sormaya devam eder.Nasıl görünüyorum?Söylediği: "Nasıl görünüyorum."Demek istediği: "Daha çok ilgiye ihtiyacım var!"İlişkiniz hakkında aklına takılan soru işaretleri var ve kesinlikle kendisiyle yeterince ilgilenmediğinizi, ondaki değişiklikleri fark etmediğinizi düşünüyor! Böyle düşünen bir kadın ilgisizlikten sıkılmıştır. Yapmanız gereken beğenmemiş olsanız bile "Üzerindeki sana çok yakışmış" demenizdir. Tabii bu sözcükler biraz da gerçeğe dayanmalıdır, çünkü samimiyetinizi test ediyor olacaktır.İhtiyacımız var = Ben istiyorum Bu senin kararın = Doğru karar apaçık görünüyor ama... Ne istersen yap = Sonra nasıl olsa ödetirim onu sana. Konuşmamız gerekiyor = Şikayetlerim var. Sen... çok erkeksisin... = Traş olman gerekiyor ve çok terliyorsun. Bu akşam çok naziksin = Sen sadece seks mi düşünürsün?

Cildiniz gülümsüyor mu?

Biz cildimize nasıl davranırsak o da bize o kadar güzel görünmeye çalışır!
İçimizi güldürmenin, cildimizi güzelleştirmenin en etkili yollarından biri beslenme alışkanlıklarımızda gizli. Vücudumuzu bir makine olarak düşünürsek, mekanizmanın işlemesini sağlayan tüm elemanların birbirini önemli oranda etkilediğini söyleyebiliriz. Vücudumuzdaki tüm organlar birbirini etkilerken; fizyolojik olaylar duygu ve düşünceleri, duygu ve düşünceler de bedensel tepkileri oluşturur, bu süreç yaşam boyu sürer durur.Işıl şıl, sağlıklı bir cilde sahip olmak aslında bütün bir çabayı gerektirir. Mekanizmanın doğru işlemesini sağlamak için içten ve dıştan cildimiz için doğru davranışları geliştirmeliyiz. Temiz tutmalı, bol sıvı tüketmeli ve beslenmemize dikkat etmeliyiz.Güzel bir cilde sahip olmak için nasıl beslenmemiz gerekir?İlk önce nasıl beslenmememiz gerekir, ondan kısaca bahsedelim. Cilt sağlığı ve güzelliği üzerinde tereyağı, kırmızı et ve şekerli yiyeceklerin olumsuz etkisi vardır. Kızartma, kan dolaşımını ve ciltteki sebum oranını negatif yönde etkilemekte; sigara ve alkol de gözeneklerin tıkanmasına, ince çizgilerin belirginleşmesine ve cildin matlaşmasına neden olmaktadır.Daha güzel bir cilde sahip olmak ve onu korumak için yapacaklarımız, aslında beden ve zihinsel sağlığımızı da doğrudan etkilemektedir. İşte yapmamız gerekenler:• Zeytinyağı, çiçekyağı, mısır özü yağı gibi doymamış yağ oranı yüksek olan ürünlerin ölçülü kullanımı kalp ve damar sağlığını korumakta, bu da cilt güzelliğini artırmaktadır.• Meyve ve sebzeler; zengin vitamin, mineral, doğal şeker ve lif kaynağıdır. Bunlar yaşlanma etkilerini azaltarak, cildin yenilenmesine yardımcı oluyor.• Somon ve onun gibi yağlı balıklar, cildin su tutma kapasitesini artırarak yumuşak ve taze görünmesini sağlıyor. Nemli bir cilt daha diri oluyor ve kırışıkların oluşması gecikiyor.• Portakal, kivi, ıspanak, tatlı patates ve biber, cildin darbelere karşı daha dayanıklı olmasını sağlıyor. Güneşe karşı dayanıklılık, cilde elastikiyet ve gençlik kazandırıyor.• Soyalı ürünler cildin incelmesini ve kurumasını yavaşlatarak, yaşlanmayı geciktiriyor. Cildin kendini yenilemesine yardımcı oluyor.• Süt ve süt ürünlerinin içindeki kalsiyum, ciltteki hücrelerin sürekli olarak kendilerini yenilemesini sağlıyor. Ciltteki su oranını dengeliyor dolayısı ile canlı bir cilde sahip olmaya yardımcı oluyor.• Tam buğday ekmeği, kepekli makarna, yulaf ekmeği ise antioksidan deposu olarak cilde pembelik kazandırıyor ve gençleşmesine yarıyor.• Havuç, ıspanak, kayısı ve şeftali ise cildi ultraviyole ışınlarından koruyor. Güneş ışınlarından zarar görmüş cildin kendini toplamasına yardımcı oluyor. Fazla güneşte kalmanın neden olacağı kırışıklık riskini azaltıyor.• Çilek, portakal, kivi ve ıspanak, cilde elastikiyet ve dirilik sağlayan kolajen ve elastin yapısını koruyor. Özellikle çilek, sigaranın cilde verdiği zararlara karşı korunma mekanizması oluşturuyor.

Bir kıza nasıl çıkma teklif edilir?

Bir kızı terlemeden, yüzünüz kızarmadan veya bacaklarınız titremeden dışarı davet etmek çok zor değil. Her sabah gördüğünüz kalbinizin çarpmasına neden olan kızı kolayca birlikte birşeyler içmeye veya sinemaya gitmeye davet edebilirsiniz. Her genç kız ya da erkek evleninceye kadar bu anları mutlaka yaşayacak. Eğer kız da sizden hoşlanıyorsa aslında ona çıkma teklif etmeniz için size bir çok fırsat sunar.
İşte çıkma teklif etmekte zorlananlar için adım adım çıkma kılavuzu1- Kendinizi cesaretlendirin ve rahat olun. -Söylemesi kolay- diyebilirsiniz ancak hayatınız boyunca her gün aynanın karşısına geçip kendinizi iyi hissedeceğiniz zamanı bekleyemezsiniz.2- Ona yaklaşmak için kendinizi motive edin. Kendinizi tanıtın ve etkileyici bir sohbet gerçekleştirin. Keyifli biri olduğunuz göstermek için yerli yersiz şakalar yapmayın, şakanızı en sona saklayın. Unutmayın, kadınlar eğlenceli erkeklerden daha çok hoşlanır. 3- Onunla flört edin. Ona doğrudan gidip çıkma teklif etme yerine onun arkadaş grubuna girin ve sizi fark etmesini sağlayın. Flört etmek çoğu insanın düşündüğünden daha kolaydır. Yüzde 80-i sataşma, şakalaşma ve kazara dokunmayla olur.4- Ona iltifat ederek daha iyi hissetmesini sağlayın. Her kadın beğenilmekten hoşlanır. Ancak aptal bir çocuk gibi değil, onu beğenen bir erkek gibi iltifatlarda bulunun. Bazı kadınlar vücutları dövme kaplı erkeklerden hoşlanabilir ancak onun kalbini güzel şeylerle de kazanabilirsiniz.5- Onu herhangi bir sosyal etkinliğe davet edin.Onu bir yere davet etmeden önce nereye gitmek istediğinize karar verin. Bir kaç rpomantik mekan araştırın ve size eşlik etmek isteyip istemediğini sorun. Nazlandığını düşünüyorsanız bunu çok istediğinizi belli edin, gerekirse zorlayıcı olun. Sizin çabanıza karşılık vermeden yapamayacaktır.6- Size vereceği karşılık ne olursa olsun sakin olun. Evet derse sizi tebrik ederiz. İlk çıkma teklifinizde başarılı olmanız sizin kendinize güvendiğinizi ve beğenildiğinizi gösterir. Hayır derse, üzülmeyin. Karşınıza hoşlanacağınız ve sizden hoşlanacak başka kişiler de çıkacak. Neden olmadığı hususunda biraz kafa yorabilirsiniz. Hatanız varsa bir dahaki sefere yapmamayı deneyebilirsiniz.

Güneşe çık genç kal

İngiliz bilim adamları, doğru dozda güneş ışığının, insanın genç kalmasına yardımcı olabileceğini bildirdi.
Cildin güneş ışığıyla buluşması sonucu vücudun D vitamini ürettiğini hatırlatan bilim adamları, D vitaminin de yaşlanmaya karşı etkisi olduğunu ifade etti. Londra’daki King’s College’de görevli araştırmacılar, 18-79 yaş arasında 2160 kadının telomer boyutunu inceledi. Kromozomların sonunda bulunan DNA tekrar dizileri olan telomerlerin kısalmasının yaşlılığa neden olduğu görüşünden hareket eden bilim adamları, yüksek düzeyde D vitamini alan kadınlarda telomerlerin uzun olduğunu tespit etti. Araştırma ekibi başkanı Dr. Brent Richards, yüksek D vitaminine sahip kadınların daha genç göründüklerini belirtti ve araştırma sonuçlarının heyecan verici olduğunu kaydetti. King’s College bilim adamlarından Prof. Tim Specktor da "Anlamsız gibi görünse de bu araştırma ortaya koyuyor ki, cilt kanseri riskini arttıran güneş ışığı aynı zamanda genel olarak yaşlanma ve yaşlanmaya bağlı hastalıklar konusunda fayda sağlıyor" dedi.

Gözlüklü güzel olabilirsiniz!

Gözlük kullanıcıları makyaj renklerini yutar. Bu yüzden göz makyajınızı elinizden geldiği kadar güçlü bir şekilde yapmalısınız. Ve açık tonlardaki farlarla gözlerinizi vurgulayın.
• Uzağı göremeyenlerin kullandığı gözlükler aynı zamanda gözleri de büyütür. Gözlerinizin çok iri görünmesini engellemek için fazla açık olmayan bir kapatıcı kullanın ve kirpiklerinize bolca maskara uygulayın. Yakını göremeyenlerin gözleri ise olduğundan daha küçük göründüğünden ışıltılı farlar onları dikkat çekici bir hale getirir. Gözün içini ise beyaz bir göz kalemiyle vurgulayabilirsiniz.• Doğrudan gözlük çerçevelerinin altına allık uygulamayın. Bunun için gözlük gözünüzdeyken makyaj yapmanız çok daha yerinde olacaktır.• Her cilt tipi için bir gözlük vardır. Bronz tenlerde güçlü renkteki çerçeveler güzel durur, açık tenlilerde ise pastel tonlar... Ya siyah? Her cilt tipine gider.• Eğer siz de gözlük kullanıyorsanız, hoş bir görünüm için kirpiklerinize maskara uygulayın.Kelebek, Nilüfer Pazvantoğlu

Kadınların en büyük korkusu

Kadınların en büyük sorunlarının sarkmalar ve çatlamalar olduğu belirlendi. Çoğunlukla zayıflamanın bedeli olarak karşımıza çıkan bu problem kadınların mücadele ettiği sorunların başında geliyor.
Kilo sorunu olmasa da ağırlıklı olarak karında, diz üstünde , basenlerde, kollarda meydana gelen sarkma ve çatlaklar kadınların en büyük şikayetlerinden biridir. Vücudun sağlıklı ve formda görünümünü bozan , olduğundan daha yaşlı gösteren sarkma ve çatlakların nedenlerinin başında ani ve aşırı kilo değişimleri geliyor. Dr. İsmail Ağar, çatlak sorununa yönelik tedavilerden önce kişilerin diyet uygulamalarında bilinçli hareket etmeleri gerektiğini belirtiyor. Sarkma ve gevşemelerin sorumlularından biri olan sağlıksız diyetler ve ani kilo alıp vermeler vücudun dinç görünümüne darbe vurarak deformasyonuna sebep oluyor.Eyvah vücudum sarkıyor Vücut enerji üretimi için proteine ihtiyaç duyar. Yeterli protein alamayan vücut kas yapamaz. Vücut bu durumda protein ihtiyacını karşılamak için kas proteinlerinden kullanmaya başlar ve bu durum kas dokusu gevşemeleri sonrasında sarkmaya neden olur. Ani kilo kayıplarında sıkça karşılaşılan tabloda protein zafiyeti kas dokusunda gevşemeye yol açarak kas hücrelerinin önemli ölçüde kaybına neden olur.Proteinde dengeAldığımız besinlerde protein dengesi vücut için çok önemli bir faktördür. Protein eksikliği kadar unutulmaması gereken fazlasının da hasara neden olabileceğidir. Yüksek proteinli besinlerin yağı , genellikle çok olduğundan kandaki yağ ve kolestrol oranı yükselir. Bu durum ise deamar sertliği, kalp krizi, göğüs ve kalın bağırsak kanserleri gibi rahatsızlıklara yol açabiliyor. Dokuların yenilenmesinde yaraların kapanmasında, saç yapısında, ve ciltte büyük rol oynayan protein eksikliğinden kaçınmak kadar fazlasından da sakınmak gerektiğini unutmamak gerekir. Bir bölgede oluşan gevşeme ve sarkmalar en az birkaç faktörün birleşmesinden oluşabilir.Çatlaklarla başım dertteCilt aşırı derecede basınçla karşılaştığında yıpranır. Dolayısıyla cildin yapısı bozulur ve çatlaklar ortaya çıkar. Neredeyse üç kadından birinde görülen vücut çatlaklarının başlıca sebepleri arasında ani kilo değişimleri ve doğum gibi sebepler bulunuyor. Cildin derm tabakasındaki çizgiseller, dokunun hasar görmesine bağlı olarak oluşur. Cildin aşırı gerilimi sonucu derideki elastik dokunun kırılmasıyla ortaya çıkan çatlak görünümler zaman içinde kişiyi rahatsız edici boyutlara ulaşarak ciddi bir estetik sorunu teşkil eder. Daha çok göğüs, karın ve bel çevresinde rastlanan çatlaklara çözüm arayan pek çok insan, tedavi yöntemlerinin sınırlı sonuçlarından ötürü yeterli tatmin alamadıklarından şikayet eder. Ancak sevindirici olan , teknolojinin ilerleyişine bağlı olarak gelişen tedavi yöntemlerinin, gerek çatlaklar gerekse vücut sarkmaları ve gevşemeleri konusunda son günlerde başarılı sorunlar sağlanmasıdır.Engellemenin yolları*Yoğurt, süt, taze sebze ve meyveleri masadan eksik etmemelisiniz.*E ve C vitaminlerini içeren yumurta, süt ve süt ürünleri gibi besinleri bol bol tüketmelisiniz.*Günde 1-1,5 litre su içmeyi ihmal etmemelisiniz. Cilde gereken nemi sağladığınız takdirde daha esnek olmasını da sağlamış olursunuz* Kısa zamanda aşırı miktarda kilo alıp vermekten kaçınmalısınız. Cilt, vücuttaki yağ miktarının artıp azalmasıyla birlikte aynı hızda esnemeyi başaramadığı için yıpranır ve çatlaklar oluşur.* Çok dar giysiler giymemeye özen göstermelisiniz. Bu tür giysiler kan dolaşımını güçleştirerek , cilde gereken oksijenin sağlanmasını engeller. Oksijen alamayan cilt yeteri kadar beslenemediği için daha kolay yıpranır ve deformasyona uğrar.* Vücudunuzdaki gerekli bölgede saf zeytinyağı, kakao yağı yada saf E vitamini yağı ile masaj yapabilirsinizHürriyet / Seda Magazin

28 Eylül 2012 Cuma

Göz çevrenize özel bakım

Güzelliğin en çarpıcı silahı olan gözler, yüzün en hassas bölgesi olduğu için erken yaşlarda kırışıklıklara davetiye çıkarıyor. İşte doğal yöntemlerle göz çevresi bakımı ve egzersizler?
Gözler, ruhun ve sağlığın aynası ama aynı zamanda yüzün en nazik bölgesi. Çünkü göz çevresindeki deri yüzün diğer kısımlarından 7 kat daha ince. Dış etkenlere aşırı duyarlı ve kırışıklıklara açık bir yapısı olduğundan yüze uygulanan her türlü krem ya da maske göz çevresi derisine zarar veriyor. Bu bölgeye özel ürünlerin kullanılması gerekiyor. En doğru seçim, tahriş etmeyen ve alerjik olmayan yağsız nemlendiriciler kullanmak ve doğal yöntemlerle cildi beslemektir. Beslenmekten, dinlenmeye, temizlikten göz jimnastiğine ve evde hazırlanan doğal kremlere kadar pek çok konuda bazı temel kurallara uymak gerekiyor. Beslenme Dengeli beslenmek sağlık kadar güzellik için de yararlı. Vücudumuz için gereken her türlü besini her gün düzenli olarak yemek gerekiyor. Bunun yanı sıra gözlerin dostu olan A vitamini deposu yiyeceklere günlük öğünlerde mutlaka yer verin. Özellikle havuç, balkabağı, ıspanak, pazı, kereviz, maydanoz, dereotu, roka, kayısı, şeftali, kavun, et, balık ve yumurta gibi A vitamini kaynağı besinleri sofranızdan eksik etmeyin. Dinlenme Uykunun azı da fazlası da zararlı. Her gün 8 saatlik düzenli uyku göz sağlığı için çok yararlı. Her akşam aynı saatlerde uyumak yorgun gözleri dinlendiriyor. Özellikle yoğun tempoda çalışanların düzenli uyku uyumaları ve mümkünse öğle yemeğinden sonra gözlerini 5-10 dakika dinlendirmeleri gerekiyor. Temizlik Göz makyajı her akşam yatmadan önce mutlaka temizlenmeli. Ancak temizleme işlemini göz çevresini tahriş etmeden yumuşak hareketlerle yapın. Rimel ya da far kalıntıları veya uygun olmayan temizleme ürünleri gece boyunca cilde zarar verebiliyor hatta kirpiklerin dökülmesine neden olabiliyor. Göz çevresi sorunları ve önlemleri Yorgun ve şiş gözler Çok az ya da çok fazla uyku, bir gece önce alınan alkol, aşırı kafein tüketimi, stres ile yapay ışıklar bilgisayar ve televizyon gibi olumsuz etkenlere uzun süre maruz kalmak sabahları şiş gözlerle uyanmanın başlıca nedenidir. Ertesi sabah aynada hoş olmayan görüntülerle karşılaşmak istemiyorsanız bir gece önceden almanız gereken birkaç basit önlem var. Ne yapmalı? Zambak, papatya, ıhlamur ve lavanta çaylarıyla yapılan güzellik kürleri gözlerdeki yorgunluk ve şişlikleri gideriyor. Bunun için örneğin bir tutam ıhlamuru 1 çay fincanı kaynar suya ilave edip 10 dakika bekletin. Süzüp soğumaya bırakın. 2 makyaj pamuğunu çaya batırıp göz kapaklarınıza uygulayın. 10 dakika bekleyip, yıkayın. 2 dilim çiğ patatesi göz kapaklarınıza yerleştirip 15 dakika bekleyin. Yıkayıp kurulayın. Gözaltı şişliklerine antioksidan özellikli göz kremleri de sürebilirsiniz. Sorununuz kronikleştiyse ve ne yaparsanız yapın şiş gözlerle uyanmaktan kurtulamıyorsanız kalp-damar sistemini etkileyen sporlar yapın. Yürüme, koşma, bisiklet ve aerobik gibi sporlar, vücutta ödeme yol açan tuz ve toksinlerin atılmasını sağlıyor. Bu sporlar tüm vücuttaki şişliklerin giderilmesine yardımcı oluyor. Şişliklerin inmesini beklemek için yeterli zamanınız yoksa bir parça buzu göz çevresine gezdirerek sürün. Şiş gözleri makyajla kamufle etmek için ten renginize uygun kapatıcıyı elmacık kemiklerinize kadar geniş bir bölgeye ince bir kat halinde sürün. Farınızı koyu renklerden seçin. Koyu renkli bir rimeli sadece üst kirpiklerinize sürün. Göz torbaları Gözaltı torbaları ya dengesiz bir yaşam stili ve kötü alışkanlıklar sonucunda oluşuyor ya da genetik yapıdan kaynaklanıyor. Bazen az uyku ya da adet dönemlerinde de ortaya çıkabiliyor.Hiçbir kozmetik ürünü ya da doğal ürün bu sorunu çözmeye yeterli değil. Ancak damar duvarlarını ve kılcal damarları güçlendirici yöntemlerle gözaltı torbalarını hafifletmek mümkün. Ne yapmalı? Günlük öğünlerinizi C, PP ile E vitaminli ve bioflavonoidli besinleri içeren gıdalarla ve orman ürünleriyle zenginleştirin. Yağlı yemeklerden ve stresli ortamlardan uzak durun. Günde en az 8 saat uyuyun. Gözaltı torbalarını hafif makyaj hileleriyle kapatın. Bunun için uygun kapatıcılar kullanabilirsiniz. Kaz ayakları Genelde ilerleyen yaşla artan bu kırışıklıkların bir nedeni gülüş şeklidir. Gözlerini iyice kısarak gülmek kaz ayaklarının erken yaşlarda ortaya çıkmasına neden oluyor. Ne yapmalı? Retinol çeşitlerini içeren göz kremlerini kullanabilirsiniz. Güneş ışınlarına karşı özel kremler kullanın. Göz çevresini sürekli nemlendiren doğal kremler hazırlayın. Göz egzersizlerini her gün düzenli olarak yapın. Göz Çevresini canlandırmak için 2 salatalık dilimini göz kapaklarınıza yerleştirip 15 dakika bekletin. Göz çevresine ayda bir veya iki kez bademyağı içeren doğal kremler kullanın. Doğal reçeteler Yorgun gözler için: 2 poşet çayı yarım çay fincanı kaynar suda 15 dakika demlendirip soğutun. 2 parça pamuğu çaya batırıp elinizle sıkın. Göz kapaklarınızın üzerine yerleştirip 10 dakika bekletin ve yıkayın. Gözaltı torbaları için: 2 çay fincanı kaynar suya 2 çorba kaşığı fındık yaprağı ekleyip 15 dakika bekletin. Süzüp buzdolabında soğutun. 2 parça pamuğu çaya batırıp elinizle sıkın ve göz kapaklarınızın üzerine yerleştirin. 10 dakika bekletip yüzünüzü yıkayın. Bir bardak kaynatılmış rezene çayını soğutun. 2 parça pamuğu çaya batırıp göz kapaklarınıza yerleştirin ve 15 dakika bekleyin. Gözaltı morlukları için: Papatya çayı ya da lavanta çayını soğutun. 2 parça pamuğu çaya batırıp elinizle sıkın. Göz kapaklarınıza uygulayın. Göz çevresi kırışıklıkları için: 1 kahve fincanı soya yağı, 1 kahve fincanı bademyağı ve yarım kahve fincanı avokado yağını bir kapta karıştırın. Parmak uçlarınızı bu karışıma batırıp göz çevresine masaj yaparak sürün. Bu uygulamayı akşamları yatmadan evvel yapın. Sabahları yüzünüzü yıkayıp kurulayın. Kirpikleri uzatmak için: 1 bardak suyu kaynatın. 1 çay kaşığı hint yağı ve 12 gr kakao yağı ekleyip karıştırın. Kabı sıcak su dolu bir başka kabın içine yerleştirip krem kıvamına gelene kadar ısıtın. Karışımı soğutup 15 gün boyunca yatmadan önce gözlerinize kaçırmamaya dikkat ederek kirpiklerinize sürün. Sürme işlemini kirpik kökünden uca doğru uygulayın. Kirpikleri gürleştirmek için: Eşit ölçüde hint yağı ve badem yağını bir şişede karıştırıp 15 gün boyunca akşamları yatmadan önce gözlerinize kaçırmamaya dikkat ederek kirpiklerinize dipten uca doğru sürün. Lezzet Dergisi

Botoksla ilgili 7 yanlış

Botoks hakkında birçok şey yazılıp çizilir. İşte bilinen en yaygın 7 yanlış...
Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Plastik Estetik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Karacalar, botoksla ilgili bazı yanlış bilgilerin şehir efsanesi gibi yayıldığını vurguluyor. Özellikle estetik cerrahide son yıllarda çok sık olarak kullanılan botoksla ilgili bilgilere neredeyse her gün yenileri ekleniyor. Ancak bu bilgilerin de çoğu yanlış. Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Plastik Estetik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Karacalar, bu yanlış bilgilerin önyargıya neden olduğunu belirterek “Her yıl dünyada milyonlarca kişinin uygulattığı, doğru yapılırsa çok yararları olan işlem, yanlış bilgiler nedeniyle bazı hastaların kaçınmasına neden olmaktadır” diyor.Dr. Karacalar botoksla ilgili yanlış bilgileri ve doğrularını şöyle sıralıyor:Botoks bir yılan zehiridir. (Yanlış)Bir bakterinin ürettiği toksindir. Uygun dozda alınmazsa su bile zehir etkisi yapar.Botoks beyne gidip, zarar verir. (Yanlış)Bedene verilen her ilaç gibi botoks da yapılan yerden uzak bölgelerde bulunabiliyor.Botoksla hep aynı yüz ifadesi oluşur. (Yanlış)Kişiye, cinsiyete, meslek grubuna, mimik kasların durumuna göre botoks yapılırsa tek tip yüz ifadesi oluşmaz.Botokslu olduğunuz hemen belli olur. (Yanlış )Modern botoks uygulamalarında kasın deriye giden liflerinde sadece gevşeme sağlanırsa dinlenmiş ifadesi verir.Botoks yapıldıktan sonra bazı bölgelerde kırışıklık artar. (Yanlış )Hiperkinetik (sürekli ve aşırı mimik kullanan) kişilere doğru yapılırsa bu durum olmaz. Hipotonik (kas direnci düşük) kişilere yanlış yapılırsa olur. Botoksa ileri yaşta başlanmalı. (Yanlış )İleri yaşta botoksun yeri çok sınırlıdır. Hiperkinetik grupta ergenlikten sonra her yaşta yapılabilir. Asıl en iyi etkisini orta yaş grubunda gösterir.Botoks dudağa yapılmaz. (Yanlış )Dudak en titiz yapılması gerekli yerlerden birisidir. Çok düşük dozda ve çok yüzeysel yapılabilir.

Mide hastalarına dondurma da zararlı

Yaz aylarında çokça tüketilen dondurma ve soğuk sıvı içeceklerin, mide ve solunum yolu hastalıklarında enfeksiyon riskini artırdığı belirtildi.
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Erkan, önemli bir enerji, vitamin ve mineral kaynağı olan dondurmanın sağlıklı insan bünyesine önemli katkılar sağladığını ancak, mide ve solunum yolu hastaları için enfeksiyon riski taşıdığına dikkat çekti. Mide ve sinüs hastalıklarının ani sıcaklık değişikliklerine karşı duyarlı olduğunu vurgulayan Erkan, şu bilgileri verdi: "Kardiya reflüsü, farenjit ve sinüzit gibi boğaz hastalıkları, vücudun aşırı sıcak veya soğuğa duyarlılığını artırır. Bu hastalıklara sahip insanlar ılık gıdalar almalıdır. Boğazda ve midedeki problemlerde söz konusu bölgeler tahrişe hazırdır. Soğuk ve sıcak gıda tüketimiyle hemen tahriş olur. Genel bünyede zayıflık var ise risk artar. Vücudun dayanıklılık değeri zaten düşüktür. Bu durumda tahriş halleri oluşur. Mide ve sinüslerinde sorun olanların ve bakteriyel duyarlılığı olan insanların aşırı sıcak ve dondurma, soğuk su gibi aşırı soğuk yiyecekle içeceklerden kaçınmaları gerekir. İnsanın bu türlü hassasiyeti yoksa soğuk ve sıcak yemesinde hiçbir problem yoktur. Uyarılarımız sadece belirtilen hastalığı bulunduranlar için geçerli, diğer insanları da korkutmak istemiyoruz." Eşref Akgün, Zaman

Ya başkasına aşıksa?

Ne kadar onlarla aynı dili konuşsak da bazen erkekleri anlamak imkansız oluyor. Hatta çoğu kez onların başka bir gezegenden geldiğini bile düşünüyoruz.
Her gün karşılaşıp sohbet ettiğiniz o yakışıklı adam birden değişmeye başladı. Artık eskisi gibi değil, her zaman seçenekleri olmasını seven adam artık sadece bir kadından bahsediyor. Siz de bu yeni kadın onun hayatının kadını mı, yoksa hala bir şansınız var mı merak ediyorsunuz. İşte size bunu anlamak için on ipucu. Eğer aşağıdaki on davranıştan hepsini yapıyorsa, belki de artık ondan ümidi kesip yeni ufuklara yelken açmanın zamanı gelmiştir.1. Geleceği hakkında daha fazla kafa yoruyor: Eğer ilerideki kariyer planlarından ve aile kurmaktan söz ediyorsa, uygun olacağını düşündüğü birini bulmuş olabilir.2. Öncelikleri değişmeye başladı: Eskiden denk gelirse yemeğe çıkmayı teklif ederdi, fakat şimdi onun boş olduğu bir dakikayı bile kaçırmak istemiyor.3. Uzlaşmacı davranıyor: Oldukça inatçı ve ödün vermekten uzak olan bu adam şimdi onun için prensiplerinden bile vazgeçebilecek durumda. 4. Onunla zaman geçirmekten hoşlanıyor: En büyük hobisi evde oturup maç seyretmekken, birden bire sinemaya, tiyatroya ve ya konserlere ilgisi başladıysa; birlikte zaman geçirmekten hoşlandığı birini bulmuş olabilir.5. Diğer kadınları artık fark etmiyor: Önceleri size iltifat ederdi, yanından geçen güzel kadınları hemen fark ederdi, fakat şu sıralar kafasını kaldırıp bakmıyor bile. 6.Yanında sürekli gülümsüyor: Yolda yürürken karşıdan o ve şu anda birlikte olduğu kadın el ele geliyor. Sizinse ilk fark ettiğiniz yüzündeki o mutlu gülümseme.7. Garip hareketlerini bile çekici buluyor: Mesela yanında gerekli olursa diye sürekli pasaportunu taşıyor, ya da yemek yerken sürekli gözlerini kırpıştırıyor. Ama adamımız bunu bile çekici buluyor.8. Onu önemsiyor: Yanında olmadığı her dakika ne yaptığını düşünüyor ve saat başı arıyorsa ateş bacayı sarmış demektir.9. Onu düşünmeden duramıyor: Herhangi bir iş yaparken birden gözleri dalıyor ve gülümsemeye başlıyorsa, ya da daha kötüsü yolda yürürken gördüğü bir kolyeyi ona almak istiyorsa, vazgeçmeye hazır olmalısınız. 10. Eski sevgilisini unuttu: Oysa ayrıldıklarında ne kadar da sevinmiştiniz, o artık sizin olacaktı. Fakat şimdi başka bir kadın ona eski sevgilisini unutturdu.Çeviri ve Derleme: Dilayda Pala

İştahı azaltmanın 10 yolu

Acilen birşeyler yeme isteğinizi nasıl kontrol edeceğinizi öğrenmek istiyorsanız, size önerdiğimiz çözümleri deneyin..
1. Protein ağırlıklı kahvaltı edin. Zaman ilerledikçe daha az acıkacak ve gün boyunca 267 kalori daha alarak beslenebilirsiniz. Sabahları 2 yumurta ve üzerine marmelat sürülmüş 2 dilim ekmek yenilerek doygunluk hissi geciktirilebiliyor.2. Canınız birşeyler yemek istediğinde merdiven inip çıkın, koşun yani kendinizi yorun. Yiyecekleri ulaşmanızın zor olacağı yerlere koyun. Bu kadar yorgunluktan sonra, favori yiyeceğinizi alıp yemek canınız istemeyecek. Sadece su içerek açlığınızı yatıştırabileceksiniz.3. İyi uyumaya özen gösterin ve birşey yiyerek rahatlamak yerine mümkünse şekerleme yapın.. Uykunun insanlarıacıktırmadığı, atıştırma hissi uyandırmadığı belirtiliyor.4. Farklı düşünün.. Bilim adamları, yiyecek kokusu duyma ile yiyeceğin ağızda olmasının beyinde aynı etkiyi yarattığınıkeşfetti. Yani eğer canınız birşey yemek istiyorsa sadece koklayarak da aynı doyumu sağlayabilirsiniz.5. Asla dolu bir tabak yiyecekle kendinizi sınamayın. Önünüzde daha çok yiyecek olması sizn daha çok yemenize nedenolur. Eğer dışarıda yemek yiyorsanız, garsondan yemeğinizi servis etmeden önce yarısını evinize götürmek için paketyapmasını isteyebilirsiniz. Kalan yemeği ertesi gün öğleyin yiyebilirsiniz.6. Yemeğinizi aydınlık mekanlarda yiyin. Loş bir ortamda aydınlık bir ortamda yediğinizden daha fazla yersiniz. Aydınlık ortamlarda etrafınızdaki kişiler de, iştahınızı kontrol etmenize yardımcı olabilir.7. Sohbet edin. Eğlenceli bir arkadaşınızla keyifli bir zaman geçirmek, uzun hikayeler anlatmak yemek için size zaman bırakmaz. Bu sürede sizin tabağınızdakiler duruyor ve onlarınkiler bitmişse, sizin yiyeceklerinizi de yemelerini tavsiye edebilirsiniz.8. Oturarak yiyin. Eğer oturarak ve tabakta hafif şeyler yerseniz alacağınız kalori miktarı daha az olur.9. Sadece çorba içerek açlığınızı yatıştırın. En yoğun sebze çorbası yaklaşık 130 kalori içerir. Öğle yemeklerinde çorba tüketerek % 20 daha az kalori almış olacaksınız.10. İştahınızı azaltmak için ufak bisküviler, şekerleme, peynir, kuru yemiş gibi ufak yiyecekleri belirli bir miktar yiyebilirsiniz.Yalnız fazla kaçırmamaya özen gösterin!

Cildiniz sonbahar gibi olmasın

Yazın ciltte ve saçta oluşan zararlı etkilerin Sonbaharın gelmesiyle ortaya çıktığını belirten uzmanlar, bu mevsimin cilt bakımı ve tedavileri için en önemli dönem olduğunu belirtiyor.
Güneş, deniz ve klordan dolayı yazın ciltte oluşan tüm zararların Sonbahar aylarında ortaya çıktığını belirten Kadıköy Şifa Kaliteli Yaşam Polikliniği Medikal Estetik Hekimi Dr. Yasemin Savaş; güneşin bıraktığı izleri silmek ve ani hava değişimleri ile soğuk hava, rüzgâr, yağmur gibi hasarlar oluşturacak etkenler için cildi kışa hazırlamak gerektiğinin altını çiziyor. Medikal Estetik Hekimi Dr. Yasemin Savaş; ‘Sağlıklı bir cilt ve saçlar için sağlıklı yaşamak ve sağlıklı beslenmek gerekir. Günlük su tüketimi artırılmalı, fıstık, fındık, ceviz, kuru üzüm, havuç, balık gibi cilt kuruluğunu önleyen besinler tüketilmeli ve yaşlanmayı önleyici A, E, C vitaminlerini içeren yeşil sebze ve meyvelerle beslenilmelidir. Sigara, alkol, kırmızı et, rafine şeker, doymuş yağlar, saf karbonhidratlar ve fast fooddan uzak durulmalıdır. Karoten, Biotin gibi bazı vitamin ve mineral takviyeleri ile antioksidanların ve Omega-3 ile Omega-6 içeren destekler hekim kontrolünde kullanıldığında oldukça faydalı olduğu görülmektedir’Medikal Estetik Hekimi Dr. Yasemin Savaş, kırışıklık, güneş lekeleri, kalınlaşma, nem kaybı, çiller, sivilcelerde artma, kılcal damarlarda belirginleşme ve sarkma; saçlarda kuruluk, matlaşma, çabuk kırılma gibi sorunların çözümü için cildin yapısına uygun günlük bakım ürünleri kullanılması gerektiğini söylüyor.Medikal Estetik Hekimi Dr. Yasemin Savaş, cildin nefes almasını sağlayan gözeneklerin en büyük düşmanları olan çevre kirleri, ter, ölü cilt hücreleri ve makyaj artıklarının sebep olduğu sorunlara karşı, cilde uygun temizlik ürünleri ve alkolsüz tonik kullanılmasının, sağlıklı bir görünüm kazanılmasında önemli olduğunu vurguluyor.Cilde ve saçlara kaybettiği nemi geri kazandırmak için Kadıköy Şifa Kaliteli Yaşam Polikliniği Medikal Estetik Hekimi Dr. Yasemin Savaş şu önerilerde bulunuyor; ‘Bariyer görevi gören cildimizin ancak yapısına uygun ürünlerle nemlendirilmesi ile olumsuz dış faktörlerin cilt altına ulaşılması engellenir, bu nedenle sonbaharda nemlendirici kullanımı çok önemlidir. Soya, yeşil çay, yenileyici maske, vitaminli meyve maskesi, antioksidan maskeler ve nem maskeleri cildin ihtiyacını ciddi oranda karşılar’ Serumlar, gece kremleri, kırışık açıcı hormon içeren kremler gibi yenileyici, onarıcı, sıkılaştırıcı bakım ürünlerinin yaşlanmayı geciktirdiğini ifade eden Medikal Estetik Hekimi Dr. Yasemin Savaş, bu ürünlerin doktor önerisiyle kullanılması gerektiğini, yanlış kullanılan ürünlerin tedavi etmek yerine sorunları daha da arttırdığını belirtiyor.Medikal Estetik Hekimi Dr. Yasemin Savaş, Kadıköy Şifa Kaliteli Yaşam Polikliniği’nde, hekim tarafından cildin ihtiyacına göre belirlenen bir protokol dahilinde uygulanan meyve asidi içeren peeling, klinik bakımlar, lazer tedavileri, oksijenli cilt bakımları, saçlı deri mezoterapisi ve mezolifting sonuçlarının çok başarılı olduğunu ifade ediyor.Saç ve vücut bakımlarında da hasar ve ihtiyaca göre ürünlerin kullanılması gerektiğini söyleyen Medikal Estetik Hekimi Dr. Yasemin Savaş; saç ve cilt yapısına uygun duş jelleri, şampuanlar ve nemlendiriciler kullanılması, saçın her gün yıkanmaması ve mümkün olduğunca kimyasal bir işleme maruz bırakılmaması konusunda uyarıda bulunuyor. Ruh sağlığı ve bağışıklık sistemindeki sorunların da cilt ve saç sağlığını olumsuz etkilediğini ifade eden Medikal Estetik Hekimi Dr. Yasemin Savaş, huzurlu, stresten uzak bir yaşam sürmenin ve düzenli uyumanın cilde sağlık kazandırdığını sözlerine ekliyor.

40 yaşın zevki başka

Health Plus Dergisi’nin İngiltere’de yaptığı bir araştırma, 40 yaş ve üzerindeki kadınların 20’li yaşlardaki genç kadınlara göre çok daha hareketli ve zevkli bir cinsel hayata sahip olduklarını kanıtladı.
40’lı yaşlardaki 2000 kadın üzerinde yapılan araştırma, kadınların yüzde 77’sinin 20’li yaşlarına göre seksten çok daha fazla zevk aldığını ve yüzde 70’nin kendilerini 20’li yaşlarına kıyasla daha seksi bulduklarını ortaya koydu. Yine araştırmaya göre kadınların yüzde 67’si evlilikte seksin daha zevkli buluyor ve yüzde 45’i de eskiye oranla daha fazla cinsel ilişkiye girme arzusu duyuyor.Kendi yaş grubuAnkete katılan kadınların üçte ikisi, vücutlarına eskiye nazaran daha çok güvendiğini, onda dokuzu sekste farklı pozisyonlar denemekten keyif aldığını, onda sekizi ise uzun ilişkilerde yapılan seksin daha keyifli olduğunu söyledi. Ayrıca 40 yaş ve üstü kadınların cinsel deneyimleri yatak odasıyla sınırlı değil. Yüzde 61’i salonda, yüzde 28’i banyoda, yüzde 16’sı mutfakta ve yüzde 21’i bahçede seks yapmayı tercih ediyor. Kadınlar kendilerinden yaşça küçük erkekleri partner olarak tercih etmiyorlar. Katılımcıların yüzde 50’si kendi yaş gruplarındaki erkekleri cinsel yönden çekici bulurken, yüzde 66’sı yaşlı erkeklerin genç erkeklerden daha başarılı olduklarını söylüyor. 40 yaş üstü kadınların yüzde 82’si erkeklerde aşk, şevkat ve sıcak bir kucağı cinselliğe tercih ettiklerini, yüzde 50’si ise orgazmın da en az bu özellikler kadar gerekli olduğunu belirtti.

27 Eylül 2012 Perşembe

Şimdi imaj zamanı!

Yaz geliyor. Makyaj çantanıza ya da çekmecenize bakma zamanı geldi. Kozmetik malzemeleriniz ne kadar eski? Yaptığınız makyaj size ne kadar uygun?
Makyajınız; gözlerinizin ya da ağzınızın geniş veya küçük olmasını mı sağlıyor? Yüzünüzü genç ya da olduğundan yaşlı mı gösteriyor?Eğer makyajınız uygun olan etkiyi yaratmıyorsa kökten bir değişiklik yapmanızın vakti gelmiş demektir.Önerilerimizle daha da güzelleşmeye... Yaşınız:20 - 25 yaşındaki makyajınız size uygun olmayabilir. Tonları ve yapıyı değiştirin. Aynı zamanda saç renginiz de farklı makyaj gölgeleri ve yapıları gerektirebilir. Doğru makyaj yılların etkisini kolaylıkla silebilir. Yüzünüzün şekli ve cilt renginiz:Makyajda illüzyonlar yaratarak yüzünüzün şeklini, cilt rengini ve yapısını değiştirebilirsiniz. Göz renginiz ve göz şekliniz:Marifetli bir biçimde uygulanan bir makyaj; küçük gözlerin daha büyük, mavi gözlerin daha mavi, yuvarlak gözlerin daha geniş görünmesini sağlayabilir. Saç renginiz:Makyajınız saçınızı tamamlamalıdır. Eğer saçınız kuzguni siyahsa ve cildiniz solgunsa koyu kırmızı bir ruj ve koyu siyah bir göz makyajı (maskara ? rastık) sizde enfes görünecektir. Eğer sarışınsanız toprak tonları size çok yakışan tonlar olacaktır. Eğer saçlarınız siyah ya da kahverengiyse istediğiniz rengi uygulamak için sınırsız özgürlüğe sahipsiniz. Yaşam tarzınız:Makyaj yapmak çok kolaydır. Eğer yoğun bir yaşam tarzınız varsa uygulanması çok zor bir makyaj tarzını tercih etmenizin bir anlamı yoktur.

Tatilde planlı regl

Hangi kadın tatilinde, pet, tampon, ağrı, sancıyla uğraşmak ister? Bence hiçbiri. Regl olan kadın ne mayonun, ne de şortun içinde rahat eder.
Kendine güveni azalır. Hep bir kontrol arzusu yaşar. Petim, tamponum kaydı mı? Üzerime bulaştı mı? Potluk yapıyor mu? En fenası da denize, havuza girememek. Cesaret edip girenler bile korku ve endişeden tadını çıkaramazlar. Kanama sırasında denize ve havuza girmenin tıbben sakıncası yok. Ama yine de daha konforlu bir tatil için (doktor kontrolünde) progesteron hormonu alarak yumurtlamanızı dolasıyla kanamayı önleyebilirsiniz.Önce yaygın olan bir yanlışı düzeltelim: Çok yoğun, şiddetli ve ağrılı kanaması olanlar dışındaki kadınlar regl zamanlarında da tampon koyarak havuz veya denize girebilirler. Çünkü deniz veya havuz suyu vajinadaki normal negatif basınçtan dolayı vajinaya giremez. Yine de şu veya bu sebepten deniz veya havuza girmek istemeyenlerin, kanama günlerini önceden planlayıp bir doktor denetiminde değiştirmeleri de mümkün. Tatile çıkmadan önce kanamalı günleri geride bırakabilir veya tatil dönüşüne kadar erteleyebilirsiniz. Kadınlara bu şansı veren bir hormon. Kadınlarda zaten varolan yumurtlama hormonu, yani progesteron. Bunun için progesteronun değişik tipleri kullanılıyor. Genellikle 28 günde bir regl olan kadınlarda, reglin 21’inci günü alınmaya başlanıyor. Adet olmayı istedikleri günden iki gün öncesine kadar devam ediliyor. Hormon almak ürkütebilir. Ancak tıbbi verilere göre ilacın sakıncaları yok denecek kadar az. Aslında progesteronun iştah açma, göğüs ve karında hafif dolgunluk ve gaz yapma gibi yan etkileri olabilir. Fakat bu belirtilerin tümü adetten sonra kayboluyor. İleriye dönük kalıcı bir etkisi ise yok. Yani ‘’hormonlarla oynamak’’ anlamına gelmiyor. Sadece reglde kontrol sizde oluyor. ‘Havuz ve deniz sefalarından sonra vajinal mantar iltihabı sıklıkla görülebilir.’ Bunu da düzeltelim: Kadınların havuz veya denizden mantar kapması mümkün değil. Fakat vajinada bulunan ve uykuda olan mantar, havuz ve denizden sonra enfeksiyon haline dönüşebilir. Islak mayolarla uzun süre kalınması da bu tatsız duruma zemin hazırlıyor. Mantar eğilimi olanlara, yani sıklıkla mantar şikayetleri bulunanlara önerilerimiz şunlar: Havuza veya denize girdikten sonra yıkanın ve kurulanın. Ondan sonra güneşlenmeye çıkın. Olanağınız varsa mayonuzu kurusuyla değiştirin. Yaz aylarında bacak arasının çok sıcak ve nemli olması da mantar ihtimalini artırıyor. Yine vücutlarında mantar eğilimi olan bazı kadınların deniz veya havuza girmeseler dahi mantar iltihabına daha sık yakalandıkları da biliniyor. Mantar enfeksiyonu iç dudaklarda şişme, vajinadan gelen beyaz bir akıntı (akıntı özellikle küçük beyaz parçalar şeklinde) kendini belli ediyor. Yoğun kaşıntı, tahriş, yanma, sızı, ilişkide güçlük ve bazen idrara dahi çıkmakta zorluk yaratabiliyor. Günümüzdeki modern yöntemlerle 2-3 gün içinde hızla tedavi edilebiliyor. Hürriyet / Mesude Erşan

Bu yiyecekler cildinizi gençleştirecek!

Dünya, şimdilerde özel bir beslenme tarzının kısa sürede cildi gerginleştirdiğini ve pürüzsüzleştirdiğini konuşuyor. Ana tez şu: "Yüzünüzü gerginleştirmek için ihtiyacınız olan her şey buzdolabınızda!"
Dilden dile, kulaktan kulağa yayılan bu mucizevi diyetin kaşifi Harvard’lı Profesör ve Eczacı Nicholas Perricone... Perricone’nin kendisi de yıllardır şekerden uzak duruyor. Çünkü şeker molekülleri, kollajen lifleriyle birleşip onları sertleştirerek esnekliklerinin kaybolmasına yol açıyor. Bu da kırışıklıkların oluşumunu destekliyor.Kırışıklıkların engellenmesi için ise Perricone, taze meyve, yağlı et ve sebzenin yeşil ışığından faydalanmak gerektiğini belirtiyor. İşte şimdi sırada, herkesin merak ettiği can alıcı sorular var. Anti-aging diyeti hangi temel şartlarda önem kazanıyor? Beslenme ve yaşlılık arasındaki bağlantı nasıl kurulabilir? Ve hangi besinler gençleştiriyor, hangilerinden uzak durmak gerekiyor?Perricone’ye göre kollajen liflerinin sertleşmesi öncelikle serbest radikaller sayesinde engelleniyor. Her ne kadar vücut enzimler ve amino asitlerden kendi bağışıklık sistemini oluştursa da yine de bunu oluşturmak için doğru besinlere ve formlara ihtiyaç duyuyor.Esansiyel yağ hücreleri; proteinlerNicholas Perricone, beslenme ve kırışıklık oluşumu arasında inanılmaz bir bağlantı olduğunu düşünüyor. Teorisi ise şöyle: "İnsanlar tek yönlü besleniyor. Aşırı karbonhidrat yaşlandırıyor. Makarna, patates ve ekmekten alınan fazla karbonhidrat ciltte tahrişe neden oluyor. Özellikle çok çabuk kana karışan ve böylelikle ensülinin artmasına neden olan karbonhidratlar tehlikeli... Bu reaksiyon yağ yakımını bloke ediyor. Dolayısıyla karbonhidrat kana ne kadar yavaş alınırsa, ciltte de o kadar az hasar meydana geliyor. Genç kalmak için ensülinin yavaş ve kesintisiz alımı şart."Birçok kişi de protein alımında sorun yaşıyor. Oysa protein vazgeçilemez. Çünkü vücutta teker teker aminoasitlere dönüşüyor. O da kolajen liflerini, elastik lifleri ve hormonları oluşturuyor. Ayrıca proteinler metabolizmayı harekete geçiriyor. Perricone, günde üç öğün mutlaka alınması gereken besin maddeleri arasından seçim yapmayı da mümkün kılıyor. Ve günde üç litre suyu da asla ihmal etmemek gerektiğini belirtiyor. Perricone’ye göre cildi gençleştirmek için tüketilmesi gereken besinler şunlar:Soya filizi: Vücudun kendi hormonları kadar etkili. Cildi dolduruyor ve gerginliğini sağlıyor.Ispanak, lahana: B vitamini bağ dokusunun sıkılığını destekliyor, selüliti önlüyor.Yeşil çay: Serbest radikallere karşı önemli hücre koruyucu maddeler içeriyor ve böylelikle yaşlılığın doğrudan hücrelerde durdurulmasını sağlıyor.Su: Hücrelerin ve bağ dokularının dolgu ve destek gereksinimini karşılıyor. Besinlerin hücrelere taşınmasını, atıkların da hücrelerden çıkışını sağlıyor. Som ve ringa balığı: Perricone’ye göre vücudun acil ihtiyaç duyduğu ama kendi başına üretemediği doymamış yağ asitleri içeren bu balıklar, hücrelerdeki yaşlılık sürecini yavaşlatarak Anti-aging’de anahtar görevi görüyor.Sarmısak: Bileşimindeki allizin maddesi kan dolaşımını harekete geçirerek cildi arındırıyor. Böylelikle cilt sağlıklı bir renge kavuşuyor.Tavuk: Vücudun güzellik hormonları üretmek için ihtiyaç duyduğu yüksek değerde protein içeriyor. Ayrıca kolajen üretimini ve bağ dokusundaki liflerin yenilenmesini destekliyor.Zeytinyağı: Soğuk preslenmiş hali sağlıklı yaşam için bire bir olan bu yağ, erken yaşlanma ve kırışıklıklar için mükemmel bir silah. Doymamış yağ asitleri hücreleri tehlikelerden koruyor.Yumurta, süt: Dikkat çekici şekilde "niacin" maddesi içeriyorlar. Bu B vitamini depoları hücre yenilenmesi için vazgeçilmez olarak tanımlanıyor.Rezene: Perricone’ye göre haftada birkaç kez sofrada olmalı. Kalsiyum zengini bu ot, ciltte su depolanmasını sağlıyor ve hücre yenilenmesinde görev alıyor.Avokado: E vitamini açısından oldukça zengin. Böylece serbest radikallere karşı içeriden de etki ediyor.Elma: Şeker ve ensülin cildi yaşlandırıyor. Buna karşın elma kan şekerini sabitliyor ve ensülin iniş çıkışını engelliyor.Kesinlikle uzak durulması gereken yiyeceklerMargarin: Kahvaltı ve kızartma yağı olarak sofralarda yer verdiğimiz margarindeki doymuş yağ asitleri cilt hücrelerine zarar veriyor ve vücutta yağ olarak depolanıyor, kısacası şişmanlatıyor.Kahve: Ensülin oranını artırdığı için cilde zarar veriyor. Ayrıca stres hormonu kortizolü harekete geçiriyor.Havuç: Havuç, muz, üzüm ve mango gibi meyve ve sebze türleri, yüksek glisemik indeksleri dolayısıyla Perricone’nin yasaklı listesinde yer alıyor. Glisemik indeks, kan şekerinin bir öğünde ne kadar arttığını gösteriyor.Portakal: Her ne kadar vitamin açısından yüksek bir meyve olsa da şekeri yükseltmesiyle de biliniyor. Bu yüzden sağlıklı C vitamini alabileceğimiz meyveler elma ve limon.Pizza: Pizzadaki karbonhidrat yağ yakımını engelliyor. Ama haftada bir kez yemek zarar vermiyor.Hürriyet

Bu sıcaklarda estetik olur mu?

Yaz tatiline çıkmışken denize atlamadan birkaç estetik operasyon yaptırmalı mı, tatilin başında neşter altına yatıp daha sonra bol güneş ve denizden faydalanmalı mı? Hangi estetik operasyonlar yaz sıcaklarında yapılabilir? Tıp dünyası bu konuda görüşlerini bildirdi. Ünlü estetik cerrahlar, tatil öncesi yapılabilecek ve kaçınılacak ameliyatların listesini verdi!
Kombine ameliyatlar yazın yapılmamalı!Op. Dr. Osman Şenel: Her estetik ameliyat olmamakla beraber, büyük estetik ameliyatlar ilerleyen teknikler ve konforlu ortamlarda yapılabilir. Yazın yapılacak ameliyatlar hastanın durumuna ve sağlık koşullarına uygun olarak gerçekleştirilmelidir. Ama -liposuction-da hastaya korse giydirmek zorunda kaldığımız için sıcaklar onları biraz zorlayabiliyor. Eğer hasta; korse giymeyi kabul ederse bu ameliyatı yapıyoruz. Burun ameliyatından sonra ise hasta bir hafta alçı kullanıyor. Duş almak istiyor. Duş alabileceği birkaç ameliyat dışında diğerlerini yapmamayı tercih ediyoruz. Sıcak havada en çok kanama ve enfeksiyondan korkuyoruz. Meme büyütme, küçültme ameliyatlarında, eğer hasta boyundan aşağısını yıkamayı kabul ederse yapabiliyoruz. Sıcak olumsuz etkiler! Yaz mevsiminde kombine ameliyatlar yapmaktan çekiniyoruz. Yüz germe, göğüs dikleştirme ya da -liposuction- gibi hem ameliyat süresi anlamında uzun süren hem de dokunun alınmasına neden olan ameliyatlar hastanın metabolizmasını bozabildiği için yapılmamasını tavsiye ediyoruz. Sıcak hastayı olumsuz etkiliyor.Estetik olmanın mevsimi yoktur!Op. Dr. Hasan Fındık: İster yaz ister kış olsun her mevsim estetik operasyon veya kombine ameliyatlar yapılır. Dünyada pek çok ülkenin dönemsel olarak sadece yaz veya kış aylarını yaşadıklarını göz önüne alırsak yaz aylarında estetik yaptıran kişilerin iyileşmemesi gerekir ki; böyle bir şey söz konusu değil. Mevsimle ilgili gerçekten bir kısıtlama söz konusu olsaydı eğer ekvator ülkelerinde veya kutuplara yakın ülkelerde hiç operasyon yapılmaması gerekirdi. Mevsimler ve sıcaklıklar operasyonların başarısını ve iyileşme sürecini kesinlikle etkilemez. Fakat ameliyat sonrası kullanılan korse gibi iyileşmeye yardımcı giysiler kişinin konforunu azaltabilir. Ancak estetik operasyonlardan geçen kişiler genellikle ameliyatlarını yaz aylarında izin tarihlerine göre gerçekleştirmeyi tercih ettikleri için mevsimsel olarak estetik yaptıran kişilerin sayısı azımsanmayacak kadar çok. Her mevsim olur! Her mevsimde estetik operasyon yapılabilir. Kışın veya yazın estetik yaptırmak daha iyi olur diye bir durum söz konusu değil. Ancak yaz aylarında estetik yaptıracaklara; yüz estetiği veya yüze yönelik operasyonlar için ameliyat sonrasında 50 koruma faktörlü güneş koruyucu krem kullanmalarını öneririm.Ameliyatınızı mutlaka tatil sonrasına erteleyin!Op. Dr. Yakup Avşar: Yaz döneminde yapılacak operasyonlarda; hastalarıma tavsiyem yılda bir kez yaşayacakları tatillerini önce tamamlayıp, ardından operasyonlarını gerçekleştirmeleri. Hastalar ameliyattan önce bazı noktalara dikkat etmeliler. Mesela; mevsimler... Her mevsimin artısı ve eksisi var. Kış aylarında operasyon bölgesinde sızlama şikayeti olan hastanın, yaz döneminde şişkinlik şikayetleri olabilir. Bu nedenle bazı dikkat edilmesi gerekli noktalar var. Yüze dikkat! Yaz aylarında özellikle yüz bölgesine işlem yaptıranlar çok dikkatli davranılmalı. Burun estetiği, göz kapağı operasyonları ve yüze yağ enjeksiyonu açık tenli kişilerde yaz mevsiminde yapılırken, koyu tenli hastalar bu işlemlerini yaz sonuna bırakmalı. Özellikle yüze yapılan işlemlerin iyileşmesi için; güneşe maruz kalınmamalı. Karın germe, liposuction ve meme operasyonları için hastalar, önce tatillerini yapmalı, sonrasında bu ameliyatı olmalı... Çünkü operasyon sonrası özellikle güneşlenmeler yasak! Lazerle leke tedavisi ve yüz germe işlemleri için de; hastaların yaz sonunu beklemeleri her zaman daha doğru olur. Çünkü üç ay güneşten korunmaları gerekir.Üç hafta tatile gitmezse olur!Prof. Dr. Erol Kışlaoğlu:Estetik ameliyatlar için mutlaka şu zamanda yapılmalı gibi bir kısıtlama söz konusu değil. Yaz; deniz ve tatil mevsimi olduğundan, vücudunun beğenmediği yerlerini tatil öncesi yaptıran kişi, bikinili görüntüsünden de daha memnun olur. Morarma olur! Estetik ameliyatlardan hemen sonra şişlik ve morluk olması durumunda denize girmek ve güneşlenmek sakıncalıdır. Üç hafta sonra bu şişlikler yavaş yavaş iner ve o zaman kontrollü olarak tatil yapılabilir. Ben hastalarıma estetik operasyonları planlarken "Tatilinizi yapın yahut tatile gitmeden bir ay evvel yaptırın" tavsiyesinde bulunurum. Üç haftalık bir tatilde bunların hepsi yapılabilir. İyi planlanırsa üç hafta içinde tamamen yenilenmiş ve dinlenmiş olarak işine döner.Estetik operasyonların sonucu olan morluklar geçtikten sonra bile güneşlenmek ciltte kalıcı güneş lekelerine neden oluyor. Bu nedenle yüksek faktörlü güneş koruyucular kullanılmalı.Sabah

Isıyla renk değiştiren giysiler

Sıcaklıkla renk değiştiren t-shirtler 80’lerden kopup gelen bir akım. Isıyla renk oyunları yapan kumaşlar bu araların olası trendlerinden biri.
Renk değiştiren t-shirtler ısıya duyarlı pigmentlerin sıcak ve soğuk olduğunda farklılaşmasına dayanıyor.Mazisi 80’lere dayanan sihirli t-shirtler, mora pembe iz bırakmakta, yeşili açık sarı yapmaktaydı. Şimdiki versiyonları daha farklı. Anzevino and Florence markası, bu teknolojiyi 3 yıldır geliştiren bir firmadan faydalanıyor. Öte yandan American Apparel, 80’lerden tanıdığımıza yakın bir iş çıkartmış. Tasarımcı Henry Holland ise, son koleksiyonunda renk değişimine yer verdi. Ayrıca bir internet sitesinde satılan t-shirtlerin güneşten renklenmesi, kapalı mekanda ise aslına rücu etmesi renk oyunlarındaki çeşitlemelerden. Puma Basket CC spor ayakkabısı ise, ısıya göre renkten renge girebilme yeteneğine sahip. Sadece 0 derecede siyah oluyor. Isıya göre koyu mavi, koyu yeşil ve koyu mor özelliğini alıyor. Terleyerek zaten kıyafetinin belirli kısımlarında istemeden de olsa renk oyunlarına alet olanların bu buluştan faydalanacaklarını sanmam. Çünkü ter yerlerini açığa çıkartmanın tam tersi onları yok etmeye yarayan bir teknoloji çıktığında tekrar bu trend ile ilgili görüşmek üzere diyelim.NTVMSNBC

26 Eylül 2012 Çarşamba

Cildimizdeki çatlaklar için ne yapalım?

Çatlaklar, kozmetik dünyasında daima önemini koruyan bir konudur. Tabii yalnız kozmetik dünyasını değil, birçoğumuzu düşündüren, güç durumda bırakan bir sorundur. Bunlar hızlı kilo alıp verme, gebelik, kortizon kullanımı, hormonal nedenlerle oluşabilir. Kadınlarda olduğu gibi erkeklerin de başına gelebilir. Ayrıca hem beyaz hem esmer ciltlerde ortaya çıkabilir.
Gebeliklerde oluşur Kilo alınca gerilen, alışılmadık ölçüde genişleyen ve sınırları zorlanan deri dokuları çatlayıverir ve beyaz çizgilerle dolar. En kolay etki altında kalan yerler mide, karın, kollar, bacaklar, göğüsler ve kalçalardır. Neredeyse bütün gebeliklerde, en azından karın bölgesinde çatlamalar oluşur. Çatlakları önlemek, tedavi etmekten daha kolaydır. En azından ilk belirtileri görüldüğünde bir şeyler yapmaya çalışırsak, başarı şansımız çok daha yüksek olur. Özellikle gebelik çatlakları, henüz pembe veya mor renkte iken, tedavi edilmeleri mümkündür. Beyazlaştıktan sonra iş işten geçmiş olabilir.Suya doyurun Özellikle vücudunuzda yapısal olarak yağ çıkıntıları varsa, kilo aldığınızda en fazla bu kısımlar yağ toplar ve deri içeriden gelen basınca dayanamayıp çatlar. Ona bol bol nem vermek, deriyi içten ve dıştan suya doyurmak, esnekliğini arttırmak gerekir. Kremler ve losyonlar önemlidir. Aloe vera, A ve E vitaminleri, kakao yağı çatlamaya niyeti olan ciltleri korurlar. Onu nemlendirirler, beslerler ve sağlıklı hücrelerin çoğalmasına yardımcı olurlar. Bunları uygulamadan önce hafif bir peeling yaparsanız cilde nüfuz etmelerini kolaylaştırırsınız.Gerçekçi olmalıyız Çatlakların tedavisi için ne yazık ki henüz kesin bir çözüm bulunabilmiş değil. Çatlağın rengi, yüzeyin gerginliği, çatlağın kaç senedir var olduğu göz önüne alınarak birçok yöntem denenmektedir. Mikrodermabrazyon, Foto IPL, Fraksel lazer ve karbondioksit tedavileri çatlak tedavisinde etkin olarak kullanılmaktadır. Bu yöntemler doğumdan kısa bir süre sonra uygulandığında, çatlakları gidermekte veya azaltmakta başarılı olmaktadır. Beyaz tenlerde fraxel lazer gayet iyi sonuçlar veriyor. Esmerlerde TCA peeling ve karboksi terapi daha etkili oluyor. Öte yandan kozmetik boyama, lazer cerrahi gibi farklı uygulamalar da yapılmaktadır. Kremlere gelince... Bunların en iddialısı, içinde peptid hormonu olanlardır. Buna rağmen, esas olarak çatlakların yeni başladığı dönemlerde yardımcı olmaktadır. Bazı durumlarda liposuction ile veya doğrudan cerrahi kesi ile sorunlu bölgeler azaltılabilmektedir. Özetle... Siz fazla kilo alıp vermekten kaçının ve çatlaklarla karşılaşırsanız gecikmeden bir dermatoloğa başvurun. Sabah

Cildin 1 numaralı dostu: Limon

Mutfağımızdan ve yemeklerimizden eksik olmayan limon bir çok farklı cilt sorununa iyi geliyor.
Yağlı ciltler için ideal bir temizleyicidir Çünkü limonun cildi sıkılaştırıcı bir etkisi vardır. Tarifini verdiğim yüz losyonu, yüzdeki siyah nokta ve sivilcelere karşı en ideal losyondur. Bunun için yarım çay bardağı limon suyunu, bir yemek kaşığı bal ve bir bardak suyla karıştırın. Bu karışımı bir cam şişeye koyun. Hazırladığınız bu losyonu sabahları ve akşamları, bir pamuğa damlatarak yüzünüze sürün. Böylece hem temiz hem de canlı bir cilde sahip olacaksınız. Ancak yüzünüze bu karışı sürdükten sonra en az 2 saat güneşe çıkmamaya dikkat edin. Aksi halde yüzünüzde lekeler oluşur. Cildiniz için serinletici ve canlandırıcı bir etki yapar Altı adet limonu, kabukları ile birlikte halka şeklinde dilimleyin. Derin bir kaba soğuk su doldurun ve içine dilimlediğiniz limonları atın. Limonların kabukları yumuşayana kadar en az bir-iki saat bekletin. Süre tamamlandıktan sonra limonları elinizle sıkın ve banyo suyunun içine limonları ve hazırlanan suyu ilave edin. Eğer limonların suda bekletilme süresi sizin için çok uzun ise, o zaman limonların suyunu sıkın ve limonlarla birlikte banyo suyuna katın. Hazırladığınız limon banyosunun içinde 20 dakika kalmanız yeterli olacaktır. Bu özel banyo için kan dolaşımınızı hızlandırırken, iç açıcı limon kokusu da güne dinamik başlamanıza yardımcı olacaktır. Cilt için limon peelingi Limonun içerdiği asitler cilde aynı zamanda peeling görevi yapabilir. Dirsek, diz ve tabanlarda oluşan sert derileri size şimdi verecek olduğumuz limon reçetesi ile yumuşatarak, pürüzsüz görünmesini sağlayabilirsiniz. Bir çorba kaşığı limon suyu ile iki çorba kaşığı balı kısık ateşte hafifçe ısıtın. Ocaktan alındıktan sonra bir süre soğumasını bekleyin. Hazırlanan karışım soğuduktan sonra kuruyan ve çatlayan cildin üstüne sürün. 20 dakika beklettikten sonra peeling yaptığınız bölgeyi su ile temizleyin. Son olarak temizlediğiniz bu bölgeyi limon kabuklarıyla ovalıyın. Bu işlem sonunda derinizin taze görünüşü sizi bile şaşırtacaktır. Limonlu yüz temizle losyonu Limon yağlı ciltler için ideal bir temizleyicidir. Çünkü limonun sıkılaştırıcı bir etkisi vardır. Tarifini verdiğimiz yüz losyonu, yüzdeki siyah nokta ve sivilcelere karşı en ideal losyondur. Bunun için 30 ml. limon suyunu 30 gr. bal ve 200 ml. damıtılmış suyla karıştırın ve bu karışımı bir cam şişesinin içine koyun. Hazırladığınız bu losyonu sabahları ve akşamları, bir pamuğa damlatarak yüzünüze sürün. Böylece hem temiz hem de canlı bir cilde sahip olacaksınız. Ancak yüzünüze bu karışı sürdükten sonra en az iki saat güneşe çıkmamaya dikkat edin. Aksi halde yüzünüzde lekeler oluşur. Limonla değişik yüz maskeleri · Az yağlı yoğurda 5 damla limon suyu katın. Yüzünüzü temizledikten sonra bu maskeyi sürün ve 15 dakika bekleyip yıkayın. · Avokado"nun yarısını püre haline getirin, içine bir çay kaşığı limon suyu katın ve bir yumurta akını iyice çırptıktan sonra ekleyin. Cildiniz kuru ise birkaç damla badem yağı da koyun. Karışımı yüzünüze ve boynunuza uygulayın. 20 dakika beklettikten sonra su ile temizleyin. · 100 gr. yulaf ezmesi, 1 limon suyu ve bir yumurta akını karıştırdıktan sonra ortaya çıkan karışımı, maske halinde yüzünüze yayın. 10 dakika bekleyin. Bu maske cildinizi gerginleştirecektir.

Göbek, Dudak Estetiği çok moda!

Estetik operasyonlar her zaman ilgi çekiyor. Moda da olduğu gibi estetikte de tercihler ve beğeniler zamanla değişiyor. Uzmanlar, şu günlerde göbek bölgesi ve deliğiyle, dudak operasyonlarının çok gözde olduğunu söylüyor.
Tam anlamıyla sağlıklı, tüm vücut organları gerektiği gibi çalışan birini ameliyat masasına yatmaya, bandajlarla dolaşmaya ne ikna edebilir? Daha güzel olma tutkusu. Fonksiyonu ne kadar iyi olursa olsun, sahibi tarafından beğenilmeyen bir dudağın ya da burnun gerçekten sağlıklı olduğunu iddia etmek belki de pek doğru değil. Zaten estetik ve plastik cerrahi uzmanları da operasyon kararı alırken en büyük kıstaslarının hastalarının düşünceleri olduğunu söylüyorlar. Yani doktor değil, hasta, burnunu ya da kulağını çirkin buluyorsa operasyona gerek görülebiliyor.Göbek EstetiğiŞu günlerde düşük belli pantolonlar ve göbeği açıkta bırakan bluzlar çok moda. Sıkı ve gergin bir karına ve son derece şekilli güzel bir göbek deliğine kavuşmamızı vaat eden göbek estetiğinin de çok popular olması tabii ki kaçınılmaz. Doğum sonrasında gevşeme, aşırı kilo alma ya da yaş gibi nedenlerle karın germe ameliyatları tercih edilirken genç kızlar arasında da göbek deliği düzeltme ameliyatları hızla yaygınlık kazanıyor.Kimler Tercih Ediyor?Karın bölgesindeki fazlalıklardan, deformasyondan şikayetçi olanlar. Göbek deliğinin şeklini beğenmeyenler tarafından tercih ediliyor. Göbek deliğinde tercih edilen, deliğin tam bir daire gibi yuvarlak ve içine dönük olması.Ne Hedefleniyor?Karın germe ameliyatlarıyla daha gergin ve düz bir karın, göbek deliği estetiğiyle ise göze daha hoş görünen bir göbek deliği elde edilmesi hedefleniyor. İki ameliyat beraber yapılabiliyor. Bazı karın germe ameliyatlerında göbek deliğinin yeri değişebileceğinden bu göbek deliğine cerrahi müdahele zaten gerekiyor. Ameliyat sırasında göbekteki fıtıklar da gideriliyor.Nasıl Yapılıyor?Karın germe ameliyatında önce karın çevresindeki fazla yağlar liposuction yöntemiyle alınıyor. Zayıflamış olan karın kasları ve varsa fıtıklar düzeltiliyor. Karın derisi gerilip fazla kısım çıkartılıyor. Eski göbek yeni açılan göbek deliğine tutturuluyor. Lokal ya da genel anesteziyle yapılan karın germe ameliyatı 1-2 saat sürüyor. Cilt altına biriken sıvıları atmak için bir diren yerleştiriliyor. Ameliyat sonrasında hastanede 1 gece kalınıyor. 3-5 hafta kadar da korse giyilmesi gerekiyor. Sadece göbek deliğinin düzeltilmesi ise son derece basit bir cerrahi müdahale; küçük bir operasyonla yeni göbek şekli oluşturuluyor. Lokal anesteziyle yapılan işlem 1 saat sürüyor.İyileşme SüreciKarın germe ameliyatlarından sonra hasta 7-10 gün arasında normal hayatına dönebiliyor. Göbek deliği estetiğinden sonraysa hemen günlük hayata dönmek mümkün.Dudak EstetiğiDolgun dudaklar neden hoşumuza gidiyor biliyor musunuz? Çünkü dolgun dudaklar aynı zamanda gençliğin, doğurganlığın da simgesi. Zamanla vücuttaki östrojen hormonu azalıyor ve dudaklar inceliyor. Yani yaşlı kadınların dudaklarının incelmesi bu yüzden. Tabii yapısal olarak, doğuştan dudakları ince olan ve bundan pek de memnun olmayan kişiler de var.Kimler Tercih Ediyor?Dudakları yapısal olarak ince olan ya da zamanla incelen, kalın ve dolgun dudaklarla yüzündeki gençlik ve güzellik ifadesini güçlendirmek isteyenler tarafından tercih ediliyor.Ne Hedefleniyor?Ameliyatın hedefi dudakları kalınlaştırmak ve konturlarını daha belirgin hale getirmek. Ancak doğal bir görünümün de korunması bu ameliyatın başlıca hedeflerinden.Nasıl Yapılıyor?Dudak kalınlaştırma hastanın kendi vücudundan alınan dokularla ve bazı implant malzemeleri ile yapılabiliyor. Bu maddeler biyolojik dolgu maddeleri ve yapay dolgu maddeleri olarak ikiye ayrılıyor. Yapay dolgu maddelerinin arasında silikon ve kolajen gibi maddeler akla ilk gelenler. Eğer hastanın kendi dokusu enjekte edilecekse doku alınabiliyor. Ancak 6-12 ay arasında konulan dokunun yüzde 10 ile 20’lik bir kısmı kalıcı oluyor. İşlemi bu sure sonunda tekrarlamak gerekiyor. 2 veya 3 seans sonrasında işlem kalıcı oluyor. İğne ile enjekte edilen hyalurinik asit ekstresi de çok basit bir uygulamayla dudaklara verilebiliyor. Uygulama sonrası 4-6 ay kadar kalıcı oluyor ve bu sürenin sonunda tekrarlamak gerekiyor. Operasyon local anesteziyle yapılıyor ve uygulama süresi yarım saati geçmiyor.İyileşme SüreciHastanın kendi vücut dokuları ile yapıldığında hasta 2-3 gün içerisinde normal hayatına dönebiliyor. İşlem local anestezi ile yapılıyor. Diğer hyalurinik asit ekstresi gibi implant uygulamaları daha basit oluyor ve hasta hemen normal hayatına dönebiliyor.Piercing GözdeEstetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Ayhan Numanoğlu, Türkiye’de her zaman en çok tercih edilen estetik ameliyatlarının başında burun şekillendirme ameliyatlarının geldiğini söylüyor. Meme büyütme, dikleştirme ve küçültme ameliyatlarının da ikinci sırada olduğunu belirten Prof. Dr. Numanoğlu, karın germe ve liposuction ameliyatlarının da çok yaygın olduğunu belirtiyor. Prof. Dr. Ayhan Numanoğlu, göbek ameliyatlarıyla ilgili olarak da şunları söylüyor: "Göbek estetiğinin ön plana çıktığını son zamanlarda okuyoruz. Göbeği açıkta bırakan yağların alınmasının, var olan çatlakların giderilmesinin kısaca var olan tüm deformasyonların giderilmesinin yollarını arıyorlar. Bugünlerde en çok aldığımız taleplerden birisi de göbekte bir delik açılarak oraya madeni süslerin yerleştirilmesi işlemi. Piercing adı verilen bu işlem yaklaşık 10-15 dakika süren basit bir operasyon."Prof. Dr. Ayhan Numanoğlu, yapılan estetik ameliyatının türü ne olursa olsun, hastayla doktor arasında iyi bir iletişimin kurulması gerektiğini söylüyor. Böylece hasta ameliyattan ne bekleyeceğini biliyor ve hayal kırıklığına uğramıyor. Prof. Numanoğlu, estetik ameliyatların amacının estetik açıdan güzel bir organın yanı sıra, fonksiyonları iyi olan sağlıklı bir organ elde etmek olduğunu da sözlerine ekliyor.Kaynak: Formsante Dergisi

Formunuzu koruyacak sağlıklı ve serin kokteyller

İşte, birbirinden güzel renkleriyle hem göz zevkinize hitap edecek, hem de sağlıklı ve enerjik bir gün geçirmenizi sağlayacak tarifler…
Yaz sıcağında, şık bir kadehte, buz ve limonla birlikte sunulan, kimi zaman içine birkaç nane yaprağı da kondurulan kokteyler, eşsiz lezzetleriyle aklınızı başınızdan alacak. İşte, birbirinden güzel renkleriyle hem göz zevkinize hitap edecek, hem de sağlıklı ve enerjik bir gün geçirmenizi sağlayacak tarifler…YEŞİL ÇAY VE ZENCEFİL KOKTEYLİMalzemeler1 parça taze zencefil (yaklaşık 5 cm.)1 yeşil limon5 çorba kaşığı yeşil çay (ambalajsız)4 çorba kaşığı akçaağacı şurubu75 cl. maden suyuTarçın çubuğuZencefilin kökünü soyun ve küçük parçalar halinde dilimleyin. Hafif suyun altında yeşil limonu fırçalayın ve iyice yıkayın. Ardından ince dilimler halinde yuvarlak olarak kesin. Diğer yarısını ise sıkın. Maden suyunu kaynatın. Fokurdamaya başladığı andan itibaren yeşil çayın ve zencefilin üzerine dökün; ardından 10 dakika içine çekmesi için bırakın. Sonra soğumasını bekleyin. Son olarak, akçaağacı şurubu ve dilediğiniz meyve suyunu ekleyin ve yuvarlak dilimlediğiniz yeşil elmaları koymayı ihmal etmeyin. Tarçın çubuğu eşliğinde soğuk olarak servis edin.25 kalori.ELMA VE LİMON KOKTEYLİMalzemeler3 adet limon2 çorba kaşığı bal2 çorba kaşığı kokulu yasemin75 cl. mineral suyuElmaMaden suyunu kaynatın; fokurdamaya başladığı andan itibaren yaseminin üzerine dökün ve 1 saat boyunca kaynamaya bırakın. Ardından süzün. 2 limonu da sıkın ve balla birlikte limon suyunu karıştırın; sonra demlenmiş karışımı bir kaseye dökün. Geriye kalan limonu iyice yıkayın ve ince ince dilimler halinde doğrayın. Elmaları küp şeklinde keserek bardağın içine atın.25 kalori.Milliyet

Körlük tedavisinde yeni umut

Doğuştan gelen ve körlüğe yol açan Leber retina hastalığının tedavisinde çığır açabilecek gelişme kaydedildi.
Dünyada görme engelli çocukların yüzde 10 ila 20’sini ilgilendiren, doğuştan gelen ve körlüğe yol açan Leber retina hastalığından mustarip 3 gence yapılan gen tedavisi başarılı oldu. Gen tedavisi sayesinde 3 genç görme yeteneğinin bir bölümünü kazandı. Araştırmayı yürütenlerden Pensilvanya Üniversitesi’nden Albert Maguire, bunun, öldürücü olmayan bir çocuk hastalığı için uygulanan ilk gen tedavisi olduğunu söyledi. Hastalar tamamen normal görme yeteneğini kazanamasa da bu cesaret verici sonuçların Leber ve diğer retina hastalıklarında gen tedavisi uygulanması konusunda başka araştırmaların önünü açtığı belirtildi. Tedaviden önce sadece el hareketlerini fark edebilen ikisi 26 biri 19 yaşındaki İtalyan gençler, tedaviden sonra görmeyi test etmekte kullanılan harf-sayı tablosunu okuyabildi. Uluslararası çaptaki araştırmaya imza atan bilim adamları, araştırmanın retinanın ışığı algılama yeteneğinde iyileşme olduğuna dair kanıt sağladığını belirtildi. Araştırmacılar, değişikliğe uğrattıkları adenovirüsü taşıyıcı olarak kullanarak, retinaya milyonlarca RPE65 geninin normal versiyonlarını enjekte ettiler. RPE65’in mutasyona uğramasının yol açtığı bu hastalıktan mustarip gençlerin görüşlerinde 2 haftanın ardından düzelme olduğu, tedavinin retinanın yanmasına ya da başka zarar verici yan etkilere yol açmadığı gözlendi. Araştırmaya imza atanlardan Pensilvanya Üniversitesi’nden Jean Bennett, daha fazla hasta üzerinde yürütülen klinik deneylerin devam ettiğini, bu tedavinin hastalık ilerlemeden, hasta çocukken uygulanması halinde görmedeki iyileşmenin daha belirgin olabileceğini ifade etti. Maguire ve Bennett, ilk kez 2001’de bu hastalık için gen tedavisi uygulayarak, hastalığa yakalanan farelerin geçici olarak görmesini sağlamış, 2006’da 8 köpekten 7’sine görme yetisini yeniden kazandırmışlardı. Doğuştan gelen Leber retina "amorozu", retinada geri döndürülemez bozulmaya yol açarak, körlüğe sebebiyet veriyor. Bu hastalığa yakalanan çocuklar, bakışlarını sabitlemekte ve bir şeyi gözle izlemekte zorlanıyor. Hastalık, retinanın ışığı yakalayan hücreleriyle alt katmanı arasındaki iletişimi koparıyor. RPE65 geni dahil 8 farklı gendeki mutasyonlar bu hastalığa yol açabiliyor. Araştırma New England Journal of Medicine dergisinde yayımlandı. Bu arada İngiltere’de geçirdiği kalıtımsal bir hastalık nedeniyle gözü çok az gören 17 yaşındaki gencin görme yeteneği, yapılan ameliyat ve uygulanan gen tedavisiyle arttırıldı. Londra’daki Moorfields Göz Hastanesi’nde yapılan ameliyat sırasında Stephen Howard adlı hastanın sağ gözünde ölmekte olan hücrelerin canlandırılmasında gen tedavisinin kullanıldığı ve ameliyatın ardından gencin karanlık odalarda ve sokaklarda ilk kez yardımcısız yürüyebildiği bildirildi. Howard’ın ameliyat öncesinde geceleri hiç göremediği ve zaman içinde görme yeteneğini tümüyle kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu ifade edildi. Gencin gözünün arka tarafındaki ışığı algılamaya yarayan hücrelerin genetik bir rahatsızlık yüzünden işlevini yerine getiremediği ve söz konusu hücrelerin işlevlerini giderek yitirmesi tehlikesinin bulunduğunu belirten doktorlar, ameliyat sırasında gencin gözünün retina tabakasının arka bölümüne genlerin sağlam kopyalarının enjekte edildiğini kaydetti. Gencin operasyonun ardından, görme yeteneğini sınamak için özel olarak oluşturulan bir labirentte yolunu bulabildiği belirtildi. Doktorlar, ameliyattan birkaç ay sonra gencin görme yeteneğinde ilerleme görülmesinin, gelecekte bu tür operasyonlardan alınacak sonuç konusunda büyük umut doğurduğunu söyledi. Ameliyatı yapan Profesör Robin Ali, daha önce iki hastada daha denedikleri yöntemin başarıya ulaşmasından büyük heyecan duyduklarını belirtti ve yöntemin retina tabakasında oluşan diğer kalıtımsal göz hastalıklarının tedavisinde kullanılabileceğini düşündüklerini ifade etti. Milliyet

Tansiyonun yeni ilacı incir

Amerikalı uzmanlar incirin yüksek potasyum içeriğiyle tansiyonu kontrol altında tutmaya yardımcı olduğunu ortaya koydu.
Amerikalı uzmanlar incirin yüksek potasyum içeriğiyle tansiyonu kontrol altında tutmaya yardımcı olduğunu ortaya koydu. DASH isimli hipertansiyonla savaş derneğinin yaptırdığı araştırmaya göre 8 hafta boyunca potasyum ve kalsiyum oranı yüksek bir diyetle beslenen kişilerde tansiyon 5.5/3 puan azalıyor. Normal tansiyon 12/8. Bir incir günlük potasyum ihtiyacının yüzde 7’sini karşılıyor. İncir ayrıca yüksek lif oranı sayesinde kilo vermeyi de kolaylaştırıyor.

Yumurtalıktaki kisti ciddiye alın!

"Yumurtalıklarda kist" olarak bilinen "Polikistik Over Sendromu"nun (PCOS), zamanında tedavi edilmediği takdirde, çocuk sahibi olmada güçlük ve rahim kanseri gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabildiği belirtildi.
Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Şatıroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, PCOS’un hastalıktan çok, çeşitli hastalıklara yol açabilen önemli bir sağlık problemi olduğunu ve mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini bildirdi."Polikistik Over Sendromu"nun, tıbbi açıdan herhangi bir kist oluşumu anlamı taşımadığını belirten Şatıroğlu, "Yumurtalıklar her ay düzenli olarak 800-900 bin yumurta arasından olgunlaştıracağı yumurtayı seçer ve seçilen yumurta büyümeye başlar. PCOS’ta ise bu düzen bozulur ve seçim yapamaz. Bu durum ultrasonla bakıldığında inci gibi dizilmiş kesecikler şeklinde gözlemlenir. Aslında bu yapılar kist değil, yumurta kesecikleridir" dedi.Şatıroğlu, "Polikistik Over Sendromu"nun son yıllarda görülme sıklığının arttığını belirterek, "Tedavi edilmediğinde, başta adet düzensizliği, tüylenme, kilo alımı, cilt yapısında bozulma (sivilce) olmak üzere çocuk sahibi olmada güçlük ve rahim kanseri gibi ciddi sağlık sorunlarına neden olabiliyor" diye konuştu.Tedavi edilmeyen PCOS’un, rahim kanseri riskini artırdığına dikkati çeken Şatıroğlu, "Yumurtlayamama durumunun söz konusu olduğu durumda da kadındaki progesteron hormonu üretimi olmamakta ve estrojen hormonu tek başına salgılanmaktadır. Bu durum çok uzun süreli devam ederse rahim kanseri gelişme riski ortaya çıkar. Çünkü çatlayan yumurtanın salgıladığı progesteronun rahimi koruyucu etkisinden mahrum bırakmaktadır" diye konuştu."İNSÜLİN DİRENCİ KİLO YAPIYOR"PCOS rahatsızlığı olan kadınlarda, düzensiz kilo artışının da görüldüğüne dikkati çeken Şatıroğlu, bu kişilerde vücudun insulin direncinin artabildiğini belirtti.Şatıroğlu, "İnsülinin asıl görevi kandaki şekeri enerjiye çevirmektir. PCOS’lu kadınlarda insülin direnci oluştuğu için bu şeker enerjiye çevrilmekte zorlanır ve yakılamayan şeker vücutta özellikle bel çevresinde yağlanma şeklinde birikmeye başlar. PCOS’lu kadınlardaki simit şeklindeki göbek oluşumunun sebebi budur" dedi."ADET DÜZENSİZLİĞİ İLE BELİRTİ VERİR"PCOS’un her kadında aynı olmamakla birlikte, genellikle ilk olarak adet düzensizliği ile belirti verdiğini anlatan Şatıroğlu, düzensiz yumurtlamanın kadındaki erkeklik hormonlarının daha fazla salgılanmasına neden olduğunu söyledi.Şatıroğlu, erkeklik hormonunun fazlalığının da deride yağlanma yaptığını, yağlanmayla birlikte akne oluşumunun başladığını ifade ederek, bunun dışında vücutta erkek tipi tüylenmelerin görüldüğünübelirtti. Şatıroğlu, tüylenmenin, dudakların üst kısmında, yanaklarda, göğsün ortasında, çevresinde ve karnın alt kısmı ile bacakların diz üstü kısımlarında oluştuğunu anlattı.Bu arada PCOS’un neden olduğu adet düzensizliği nedeniyle, bir çok çiftin çocuk sahibi olmakta güçlük çektiğini de vurgulayan Şatıroğlu, "PCOS’lu kadınlar, bu korku ile yaşamamalılar. Uygun takip ve tedavilerle gebe kalınabilir" diye konuştu."DOĞUM KONTROL HAPLARI İLE TEDAVİ EDİLİYOR"PCOS tedavisinde uygulanan yöntemin, hastanın çocuk beklentisinin olup olmamasına göre belirlendiğini anlatan Şatıroğlu, çocuk sahibi olmayı düşünmeyen kadınlarda doğum kontrol hapı desteğiyle kolayca tedavi yapıldığını söyledi.Şatıroğlu, doğum kontrol haplarının vücuttaki hormon düzenini geri getirdiğini ifade ederek, hastalıkla birlikte oluşan tüylenme adet düzensizliği gibi şikayetlerin de ortadan kalktığını belirtti. Çocuk sahibi olmak isteyen kadınlarda ise insülin direncinin düşürülerek yumurtlamanın oluşmasına zemin hazırlandığını dile getiren Şatıroğlu "Haplarla yumurtlama sağlanarak çocuk sahibi olmaları sağlanıyor. Hapların yeterli olmadığı noktada ise iğnelerle yumurtlatma işlemi gerçekleştirilmeye çalışılıyor. Eğer iğne yönteminden de yanıt alınmazsa bu hastalarda aşılama ya da tüp bebek tedavisine geçiliyor" dedi.Şatıroğlu, ancak bazen yanlış bilgilendirilen çiftlerin, öncelikle basit tedavi süreçlerini atlayarak ilk adım olarak tüp bebek tedavisine yönlendirildiğini belirterek, yanlış bir tedavi uygulanmaması için alanında uzman olan bir hekim seçiminin önemli olduğunu kaydetti.Milliyet